Pazar, Nisan 24

Buca:3 - Fenerbahçe:5


Geçen haftaki Antep galibiyeti akıllara 10 yıl evvel 3-0 dan dönen 4-3 maçını hatırlatmıştı.Geçen haftaki maç da efsane bi maç olmuştu onun kadar gollü olmasada.Bu akşam yine unutulmaz bir maç izledik.İleride çocuklara torunlara anlatılacak bir maçtı.

İlk yarı bu maçın anlamını bilmiyor gibiydi takım.Aslında maça fena başlamamışlardı ama son maçlara göre daha bir yavaştık.Bunda Niang'ın yokluğunda uçta ayağına gelen topları sırtı dönük aldıktan sonra verkaça girmekte ve dağıtmakta epey başarısız olan Semih'in payı vardı.Derken ilk doğru düzgün Bucaspor atağı gol oldu.Emre'nin rüzgar yardımıyla attığı uzaktan güzel golle eşitliği sağlayıp ilk yarı muhtemel öne geçme fırsatını kollarken savunma arkasına atılan 2.top Buca'nın önderliğinde devreye girilmesine neden oldu.

İkinci yarı geç dakikaları beklemeden değişiklik gözlüyorduk ama aynı 11 çıktı.Erken gelecek gol maçın dönmesi demekti ancak o golü bulan taraf yine Buca oldu.22 yıllık ömrümde 3 defa aynı hüzün fazla bu bünyeye diyordum ki Stoch girdiği anda penaltı ile yeniden fark 1'e indir.Hemen ardından Alex attığı kopya kafa gollerinden birine imzasını attı ve eşitlik geldi.Derken Aykut hocadan Baroni-Guiza değişikliği geldi ki aslında risk demekti.Ama Guiza topla buluştuğu ilk anda maç boyu yanlış tercihleri yüzünden saç baş yolduran Semih'in güzel pasında tek vuruşla ağları buldu hem kendisi hem de taraftarını gözyaşlarına boğdu.Santos'un imzası haline gelen sol üst-dış sert şutlarından biriyle skor tayin edilmişti.

Guiza'nın maç sonu röportajda golü izlerken tekrar gözyaşlarına engel olamaması,bu forma için gözyaşı dökmesi çok önemliydi taraftar için.Ben tüylerim diken diken izledim İspanyolu ve o halini görüp Aziz Yıldırım'ın da kendisini telefonla araması,destek vermesi sonrasında takımın onu omuzlara alması takımın bütünlüğü ve gelecek haftalarda göstereceği inanç adına önemli şeyler.

Ligin ikinci yarısında kuşkusuz en kötü oynadığımız maçlardan biriydi.Bucaspor ligde 31 maçta attığı 31 golün 5ini Fenerbahçe'ye attı ve kupa maçıyla birlilkte 3 maçta 8 gol atmış oldu.Hala 4 maç var liderlik geri geldiği için bir avantaj elbette var ancak ilk yarıda gösterilen tutukluk sonraki maçlarda ortaya çıkarsa bu kadar şanslı olmayabilir Fenerbahçe skoru çevirme adına.Ancak 3-1 den dönen maç elbette ki takıma moral anlamında çok şeyler katarken Trabzon'a da olumsuz yansıyacaktır.Kalan 4 hafta geçmek bilmeyecek.

Bucaspor: 3 - Fenerbahçe: 5 Stat: Atatürk Hakemler: Bünyamin Gezer, Ismail Şencan, Mehmet Cem Hanoğlu Bucaspor: Londak, Erman, Onur, Ediz, Erkan, Musa Aydın, Ragıp, Leko (Dk. 82 Cenk ?), Jebrin (Dk. 60 Sercan), Mendy, Abdulkadir (Dk. 67 Ali Kuçik) Fenerbahçe: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Yobo, Santos, Mehmet Topuz, Emre, Baroni (Dk. 70 Güiza), Caner (Dk. 58 Stoch), Alex, Semih (Dk. 85 Özer) Goller: Dk. 15 Musa Aydın, Dk. 38 Ve 53 Abdulkadir (Bucaspor), Dk. 17 Emre, Dk. 58 (Penaltıdan) Ve 63 Alex, Dk. 71 Güiza, Dk. 90+2 Santos(Fenerbahçe) Sarı Kartlar: Dk. 18 Leko Ve Onur, Dk. 38 Abdulkadir, Dk. 58 Ediz, Dk. 78 Erkan (Bucaspor), Dk. 40 Gökhan Gönül, Dk. 65 Stoch, Dk. 86 Özer, Dk. 88 Yobo (Fenerbahçe)

Cumartesi, Nisan 23

Shakira'dan Pique'ye Kupa Tesellisi


Hafta içi oynanan Copa Del Rey finalinde ilk yarıda Real Madrid'in Barca'ya neredeyse şut attırmadığını,Ronaldo'nun bulduğu fırsatları harcadığını,ikinci yarıda ise tam aksine Barcelona'nın bariz üstünlüğü ve baskısına karşılık Madrid'in kontralarını izledik.Hatta maç uzatmaya gittiği anda golün dakikası ve golcü hakkında kehanette de bulundum ve dakikasını tutturmuştum ;)

Real Madrid'li oyuncular takım olarak Barcelona'yı yenebilecek kapasitede olduklarını gösterdi,Ronaldo Messi'ye karşı uzun zamandır olan tabiri caizse ezikliği üzerinden attı ve Mourinho er yada geç Barca'yı henüz takımı tam olarak istediği kıvamda olmasada mağlup etmesini bildi ve İspanya'da ilk kupasını kazandı.

Maç sonu Barcelona tarafında şok ve hüzün bir arada yaşanıyordu.Pique'nin tesellisi ise hazırdı.Futbolcular ikincilik plaketi ve madalyalarını almak için tribüne çıktıklarında,tribünde maçı izleyen Shakira sevgilisine sarılarak onu teselli etmeyi ihmal etmedi.

Pazartesi, Nisan 18

Fenerbahçe:1 - Gaziantep:0


Son yıllarda Şampiyonlar Ligi ve Uefa maçlarının bazıları haricinde en heyecanlı takip ettiğim maç oldu.Gaziantep'in bu sezon oluşturduğu takım gerçekten çok kaliteli.1-2 isim haricinde gerçekten yetenekli oyunculardan kurulu bir takım ve düzenlerinin işe yaradığını söylemek için puan tablosuna bakmak yeterli.

Fenerbahçe tıpkı geçen sezon sonu oynanan Trabzonspor maçındaki gibi neredeyse maçın tamamını rakip sahada oynadı.Gaziantep 2-3 kontra dışında Fenerbahçe kalesine yaklaşamadı bile.Olcan'ın direkten dönen bir şutu vardı.

Maç sonlarına doğru umutlar azalırken ağzımdan şunlar dökülüyordu:''atamıyorsun abi işte,sen atamıyorsun,atacaksın,adamlar atıyor öyle yada böyle sokuyorlar o topu,hakem vs bahane etmeyeceksin sen o şampiyonluğu hakediyosan o topu bir şekilde çerçeveden içeri sokacaksın''

Bahanesi vardı Fenerbahçe'nin.Maçın hakemi tek kelimeyle felaketti.Maç başında Alex'e çalmadığı penaltı,sonrasında Niang'ın düşürülmesine yardımcının 4-5 kez uyarmasına rağmen çalmadığı penaltı,net sarı kartlık biri Alex biri Niang ve Emre'ye yapılan faulleri görmedi,gördüğünde sarı göstermeyerek Antepli futbolcuların sertliklerine müsammah gösterdi.

Maçın bitimine 5 dk kala oyuna giren Stoch kanattan gelen topu ayağına aldığında tv başında olduğu gibi videolardan da gördüğümüz üzere herkes ''vur!'' diyeh haykırdı,maç bitiyordu çünkü,önü de açıktı Stoch vurdu o ana kadar mükemmel kurtarışlar yapan Karcemarskars yine çok iyi kapattı köşeyi ve Stoch direği buldu ordan dönen topu tamamlayan Santos'un adını taraftar 7-8 kez haykırdı stadda.Muazzam görüntülerdi cidden insanın o an stadda olup golü ağlayarak karşılayanlar arasında olası geliyor.Okul bitse iş güç düzenimizi kursak da ilk işim kombine almak olacak!

Böyle maçlardan sonra insanın böyle oynayın,böyle mücadele edin şampiyon olmasanız da yeter diyesi geliyor.Sonra biraz sakinleyip kafayı toparlayınca sezonun başlarında ucuz şekilde kaybedilen puanlara yanıyorsunuz.Hoş o kayıplar olmasa şu an yaşadığımız heyecanı yaşamak imkansız oluyor.Futbolun güzelliği bu zaten.

Alex'in maç sırasında açılan kafa derisine dikiş atılırken yüzündeki ifade,karısı Diane'in o sırada sıkıntıdan sigara yakması ve Alex'in Konya maçında Niang'ın golünden sonra topu alığ tribüne vurmasının ardından bu maç golden sonra kale içinde ağları sarsarak gösterdiği hırs dolu sevinç takımın inancını gösteriyor aslında,taraftarın da nolursa olsun bu takıma inanması gerekiyor.

Cuma günü Trabzon'un Eskişehir deplasmanında alacağı sonuç zannımca şampiyonluk için epey belirleyici olacak.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Hakemler: Hüseyin Göçek, Orkun Aktaş, Alpaslan Dedeş Fenerbahçe: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Yobo, Andre Santos,Mehmet Topuz, Cristian (Dk. 77 Stoch), Emre, Caner (Dk. 68 Dia), Alex, Niang (Dk. 34 Semih) Gaziantepspor: Karcemarskas, Elyasa, Emre, Dany (Dk. 75 Şenol), Ivan, Popov (Dk. 58 Sosa), Murat Ceylan, Hürriyet, Olcan, Wagner (Dk. 85 Zurita), Cenk Tosun Gol: Dk. 90+4 Andre Santos (Fenerbahçe) Kırmızı Kart: Dk. 83 Murat Ceylan (Kırmızı Kart) Sarı Kartlar: Dk. 12 Emre, Dk. 21 Niang, Dk. 45+3 Lugano, Dk. 76 Semih (Fenerbahçe), Dk. 13 Dany, Dk. 36 Popov, Dk. 40 Hürriyet, Dk. 45 Emre, Dk. 45+2 Murat Ceylan, Dk. 68 Sosa, Dk. 69 Wagner, Dk. 76 Şenol, Dk. 90+3 Zurita, Dk. 90+10 Elyasa (Gaziantepspor)

Cuma, Nisan 15

Raul Gonzalez Blanco

16 sezon taşıdığı eflatun beyazlı forma ile 741 maçta 323 gol.296 La Liga golü ve 72 Şampiyonlar Ligi golü ile halen rekorları elinde bulundurması cabası.

Ben ömrü hayatım boyunca bir kulüple bu derecede özdeşleşmiş ikinci bir adam görebilceğime inanmıyorum.Ki Madrid kulübü de altyapılarında yetişen bu adamı okadar benimsemiş ve sahiplenmiş ki şu an adını hatırlayamadığım fakat aylar evvel bir yerde okuduğum ve yaklaşık 2 saattir araştırmama rağmen bulamadığım bir geçmiş dönem başkanı kendisi için şu cümleleri kurmuştur:''Raul bizim öz evladımızdır.Bu kulübe transfer olan hiçbir futbolcu ondan fazla kazanmayı haketmiyor,kazanamaz''

Böylelikle Raul;Real Madrid'e kim transfer olursa olsun en yüksek maaşı alan futbolcu olarak kalmıştır.Zidane,Beckham transferlerinden sonra bile maaşına zam yapılmış sembolik de olsa diğer oyuncular arasındaki en yüksek maaştan bir miktar daha fazla ücret kazanmıştır.

Perşembe, Nisan 14

Volkan Demirel - The Undisputed

9. sezonu.Türkiye'de ilk kötü performansında uzun saçlarına laf atılan futbolcular artık klişedir.Hiç unutmuyorum Volkan'ın ilk zamanlarında hatalı işler yaptığı bir maçtan sonra bir spor yazarı köşesinde Samandıra'ya gelen kutu kutu jölelerini konu yapmıştı yazısına.Bu yaşanmış birşeydir.

9 sezonda Volkan hata yapmadı mı yaptı.Bizi çıldırtmadı mı çıldırttı.Ama kimse bu süre içerisinde gösterdiği gelişimi,onun sayesinde alınan sayısız maçı görmezden gelemez.Ben ilk geldiği günden beri seviyordum kendisini.Babamla en son 96 Eylül'ünde Juventus'la içerde oynadığımızda maça gitmiştik.Sonrasında birlikte gitme şansımız olmadı onca sene.Ta ki 2005 Ekim'inde Schalke ile 3-3 berabere kaldığımız maça kadar.Volkan'ın yediği o talihsiz gol sonrası ben tribündeki çoğu kişi gibi küfür etmiştim.Babamın ''sakin ollll daha tecrübe bunlar Volkan'a destek olmak lazım'' dediydi.O günden sonra daha bi farklı takip ettim kendisini.

Sonra Zico ile çeyrek finale çıkılan sene yaptığı kurtarışlar,Euro 2008'de zirve yapması vs vs.Bir Madrid'li için Casillas neyse Volkan da benim için odur.Umarım uzun seneler sakatlık vs yaşamadan sarı laciverti terletir ve ben onun yaptığı abartı plonjonlar sonrası 'ayı yeaaa' diyerekten sırıtmaya devam ederim.O göbek bile yakışıyo herife haksız mıyım?


Pazartesi, Nisan 11

Profesyonellik Bu Mu? {Bülent Ünder}

''Bi sakat,arkadan bi kırmızı kart bir de sahada yürüyen bir futbolcu,bir ara dokuz kişi kaldık,ve bugün malesef mağlubiyetle ayrıldık.Ama ben takım 10 kişi kaldıktan sonra sahadaki 9 kişiyi tebrik ediyorum.''

Bunlar dün akşam kaybedilen Trabzonspor maçı sonrası Galatasaray'ın geçici olarak başına gelen Bülent Ünder'in bir okul takımı antrenörüymüşçesine tüm suçu bir oyuncuya ve bu oyuncunun kaçırdığı bir pozisyona bağlayan cümlelerinden sadece bir kısmı.

Ben takım sporlarında başarının oyunculara başarısızlığın ise hocaya ait olduğu klişeleri görerek,duyarak,okuyarak ve sayısız defa yaşayarak gördüm.En azından basın karşısına çıktığınızda o yönde konuşursunuz.Kendi hatalarınızı,aile içi sorunlarınızı kendi aranızda idmanda,takım toplantılarında konuşur gerekirse yöneticileri de katar çözmeye çalışır çözersiniz.Ama bu şekilde bir açıklama değil sadece bu ülkede,Avrupa'da bile adı bilinen yıllar geçmesine rağmen bir golüyle,bir maçıyla ecnebiler tarafından tanınan ve unutulmayan Galatasaray'a hiç yakışmayan bir davranıştı.

Bir de bu hareketine helal olsun hoca,büyüksün tarzı yaklaşan Galatasaray taraftarı var ki onları şaşkınlıkla izliyorum.Bu takımın zaten bu ve buna benzer yönetim zihniyeti nedeniyle buralara geldiğini göremeyen insanlarla takımın olumlu anlamdan bir tepki göstermesi zaten imkansız olur.

Eskişehir:1 - Fenerbahçe:3


Bülent Uygun'un gelişi ile birlikte belli bir düzen içine giren ve çıkışta olan Eskişehir ile oynanacak maçın bu iki takımın geçmişteki karşılaşmalarına bakılarak zorlu geçeceğini öngörmek mümkündü.

Hafta boyunca gelen tahmini kadrolar sürekli değişiyordu.Özer'in bir türlü form tutamamasından bahsetmiştik,Selçuk'un sakatlığı sürüyordu Emre için bu maç öncesine kadar hala oynamama riskinden söz ediliyordu,Dia bu sezon sanırım 4 yada 5.kez adale sakatlığı yaşamıştı yerine Stoch oynayacak dendi,Cristian son maçlarda biraz toparlandı dediysek te aynı tas aynı hamam al gülüm ver gülüm,etliye sütlüye karışmayan,zaman zaman kendine yarattığı 10-15 metrekareden çıkmayan ve ileriye yönük bir hareketini 10 topla buluşmasından 1inde ya görüp görmediğiniz oyunuyla yerini Gökay'a bırakabilir deniliyordu.

Aykut Hoca bekte Santos;önünde ise idmanlarda hep çok iyi olduğunu okuduğumuz Caner Erkin ile başladı.Caner'in bekte fena oynamıyo gözüktüğü ama asıl pozisyonu olmadığı için maç içerisindeki tek bir hatasının gole neden olabildiğini söylemiştik daha önce.Asıl yerinde orta sahanın solunda oynayınca daha maçın başında geri düşen takıma Alex'le girdiği bir verkaç sonrası seri davranarak gol vuruşunu yapmasıyla hem beraberliği getiren hem yenilen golün şokunun hızlıca atılmasını sağlayan adam oldu.Bu gol onun morali açısından da önemliydi.

Emre'nin oynadığı son 5-6 maçlık periyoda bakıldığında belki ikinci yarının ilk maçlarındaki o etkinliğini göremiyorsunuz ama onun sahada olması hem takımın öne çıkmasında bi rahatlık verirken savunma ile Alex arasında bağlantıyı kurarak kaptanın gerilere kadar gelip top almaktan kurtarıyordu.

Caner'in golünün hemen ardından yine Alex'in tam ayarında verdiği ara pasına güzel bir çapraz koşu ile yetişen Niang takımı öne geçirdi.O dakikadan sonra maçın üstünlüğü Fenerbahçe'de idi.Alex'in vurduğu ve Ivesa'nın tamamen fiziği sayesinde kurtardığı iki mükemmel kafa vuruşu maçın fişini çekmesi için Semih'in oyuna girmesini beklemesine neden oldu Fenerbahçe'nin.Semih de poposuyla attığı gol ile neden 'golcü' olduğunu ispatladı bir kez daha.

Semih için talipleri var deniliyor,Bursa maç yazısına baktım şimdi maçtan hemen sonra geçince klavye başına düşünceler farklı aktarılabiliyor.Semih henüz 28 yaşında.Bu camianın taraftarları tarafından benimsenmiş ve her zaman hatırlanacak bir isim.En olgun çağını yaşıyor.Zaman zaman kötü oynadığı top tutamadığı,pas hatası yaptığı oluyor ancak kazandırdığı puan ve maçlara saymak gerek diye düşünüyorum.Umarım hakkında hayırlısı olur.

Aykut hoca oyuncu değişikliği yapmak için neden 80 dakika bekledi ve hayatımızdan Semih golüne kadar o son 20-30 dakikayı çalmayı tercih etti çok merak ediyorum doğrusu! Takım psikolojik olarak skoru koruma adına geriye yaslanmaya başladı .Niang da ikinci yarıda bi yerden sonra iyice oyundan düştü rakibe gereksiz fauller yapmaya başlamıştı.

Önemli bir deplasman galibiyeti oldu.Trabzon'un dün akşam Galatasaray'ı mağlup etmesi normal sonuçtu zaten Buca bukadar kötü olmasa düşmeme yarışı verecek olan ligi düşme hattının hemen üstünde bitirmesi muhtemel bir Galatasaray'ın sırf Fenerbahçe şampiyon olmasın diye maçı vereceği iddialarını ortaya atan zihniyete sahip insanlar var.Artık ilkokul çocukları bile bu tür hurafeleri konuşmayı geçmişken bir taraftar grubumuzun dahi çıkıp bu tarz bildiriler yayınlaması bana çok amatörce geliyor.Bunun yerine takımı desteklemeye konsantre olsalar daha iyi olur kanımca.


Stat: Atatürk
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
Eskişehirspor: Ivesa, Sezgin, Volkan, Veysel, Diego (Dk. 23 Nadareviç), Alper, Doğa, Erkan (Dk. 62 Ümit), Sezer (Dk. 46 Pele), Burhan, Batuhan
Fenerbahçe: Volkan, Lugano, Yobo, Emre (Dk. 83 Gökay), Niang (Dk. 83 Semih), Alex (Dk. 89 Bekir), Cristian, Dos Santos, Mehmet Topuz, Gökhan, Caner
Goller: Dk. 8 Batuhan (Eskişehirspor) Dk. 10 Caner, Dk. 14 Niang, Dk. 87 Semih (Fenerbahçe)
Sarı kartlar: Dk. 30 Erkan, Dk. 61 Sezgin, Dk. 75 Veysel (Eskişehirspor), Dk. 38 Niang, Dk. 66 Gökhan, Dk. 73 Lugano (Fenerbahçe)

Cumartesi, Nisan 9

Şişe - {stopmotion animasyon]


Kısa filmleri çok seviyorum.Bir ara epey sarmıştım sabah akşam izlerdim.Küçükken en çok sevdiğim şeylerden biri bakkallarda satılan kibrit kutusu ebadında kalın bir defter şeklinde olan ve her bir sayfası bir hareketin fotoğrafını taşıyan sayfalarını hızlıca çevirdiğinizde fotoğraflar hareket ediyormuş gibi gözüken o kitapçıkları hatırlattı bana bu video.Neden bahsettiğimi anladınız sanırım.Tekniğin adı stop-motion imiş.

Malum vize zamanı kısa bi araştırma yaptım ama bulamadım.Neyden bahsettiğimi bu yazıyı okuyanların büyük bölümünün hatırlayacağını tahmin ediyorum.

Salı, Nisan 5

Bursaspor Maçı Koregrafisi Yapım Aşaması

Pazar günü Bursaspor maçında resmi adı Türk Telekom Tribünü olsa da herkesçe Okul Açık olarak kabul edilen tribününde yine muazzam bi koreografi vardı mohikan eşliğinde.O anları anlayabilmek için stadda olup tüyleriniz diken diken halde izlemeniz gerekir.Zaten bir kere o huylanmayı yaşadınız mı stadda, televizyon başında olsanız bile hatırlar diken diken olursunuz.

Grup Ck,Vamos Bien ve 1907 Unifeb'in ortak çalışması ile gerçekleştirilen koreografi ve 'Şampiyonluk İçin Saldır Fenerbahçe' pankartı için bu 3 gruba ne kadar teşekkür etsek az.Emeğinize yüreğinize sağlık!




Pazartesi, Nisan 4

Fenerbahçe:0 - Bursaspor:0


Bursaspor Konya'nın Saracoğlu ziyaretinden daha defansif bir anlayışla çıktı sahaya.Orta sahayı kalabalık tutarak Alex'i durdurmayı,Emre ve Selçuk'un yokluğunu avantaja çevirmeyi ve kapanırken kapılan topları kanatlara çabuk aktarıp kontraya çıkmayı planladılar.1 puana oynadılar.Ertuğrul Sağlam'ın maç sonu 2 puan kaybettik açıklamasını çok samimiyetsiz buluyorum.Maç sonu bu açıklamaları yaparkenki delikanlılığını sahaya çıkardığı takımın anlayışında da görmek isterdik.Buldukları 1 elin parmaklarını geçmeyen kontralar harici pozisyonu geçtim şans bile bulamadılar.

10 maçlık galibiyet serisi elbet son bulacaktı.Sonuna kadar kazanıp şampiyon olmak güzel bi hayal.Ama aynı şeyi Trabzon açısından düşününce de geçerli.7 maç var ve birinden sonraki taşınan motivasyon dışında hepsinin gidişatı,değişkenleri farklı oluyor.Puan kayıpları olacak elbet.

Fenerbahçe alışılmış maç başı mücadelesini yine gösterdi.Ancak bu kez Trabzon'un da kazanmış olması ile birlikte sanki biraz 'bir an önce golü atalım' telaşı vardı.Bunun yanı sıra göbekteki eksikler de olgun gelişen atak görmemizi zorlaştırdı.Ortasaha çalışmayınca Alex gerilere kadar gelip top almak zorunda kaldı,kağıt üstünde sol gibi gözüken Niang Semih ile iç içe girince o kanat sık sık boş kaldı ve kontra yedi Fenerbahçe.

Özer için sakatlık geçirdi,yetenekli,sabır lazım vs dedik durduk ancak bekleneni veremeyeceği düşüncesi çok ağır basmaya başladı bende.Herkesin sayıp sövdüğü Baroni bile faydalı olmaya başladı Özer ikinci Kemal Aslan vakası bence takımın.Son maçlarda bekleneni verememesi,bir de üstüne hafta içi yaptığı yersiz açıklamalar açıkçası tüy dikti herşeyin üstüne.Yavaş yavaş Gökay şans bulmaya başlamalı.

Aykut Hoca'yı çıkardığı 11 için eleştirebiliriz evet.Semih'in oynaması tercihtir.Ben ikinci yarı Dia'nın daha erken girmesini beklerdim en azından.Semih özellikle ilk yarıda çok pas hatası ve top kaybı yaptı.İspanya'dan isteyenler var haberleri yapılıyor ki bunların asılsız olduğu,menejer oyunundan ibaret oldukları söyleniyor.Varsa gitmesi doğru olur bence takım için.Yıllardır oynayıp oynamaması yedek kalması hep tartışma konusu oldu.

Kritik bir maçtı Fenerbahçe için.Benim Gs deplasmanı sonrası en zor gördüğüm iki maçtan biriydi Antep ile birlikte.Ancak bu seri elbet biyerde son bulacaktı.Taraftarın maç sonu takımı puan kaybına rağmen desteklemesi güzeldi.Alex'in maç sonu twitterdan kalan haftalarda taraftarın desteğe kendilerinin de mücadeleye devam edeceğini ifade eden tweeti durumu özetliyor aslında.Trabzon'un da zor maçları var.Böyle zamanlarda puan kaybı zor maçlar bir yana hiç beklenmeyen en kolay gözüken maçlarda da gelebiliyor.Daha çok sular akacak.




not:Kuddusi Müftüoğlu için düşüncelerimi alt postta paylaştım.Saracoğlu'nda maç yönetmeyi hiçbir zaman beceremeyen bu adama hakem niteliğini yakıştıran varsa niyetinden şüphe ederim.

Pazar, Nisan 3

Gözlerin Görmüyorsa Asacaksın Düdüğünü!

Yemyeşil kolu beyaz ten ve sarı forma üstünde göremeyen hoca falan değildir.Kuddusi assın o düdüğü..

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...