Salı, Eylül 28

Kasımpaşa:2 - Fenerbahçe:6

5'i 25 dakikada olmak üzere tam 8 gol izledik dün akşam.Galatasaray'ın son maçlarını yaşayan mabedi Sami Yen'de Fenerbahçe'nin 6 gollü bir galibiyet alması elbet manidar ve yarın manşetlere etki edecek.Skor üstünden yorum yapmak yersiz ancak böyle farklı bir galibiyetin moral motivasyon olarak derbi sonrası pozitif etki yapacağı kesin.

Fenerbahçe'nin yıllardır kaybettiği şampiyonluklarda öncelikli sebep anadolu takımlarına kaybettiği puanlardı.Bu yıl belki 6.haftada 10 puanı yakaladı Fenerbahçe ve 6.sırada yer alıyor ancak puan kaybettiği 3 maç da ligin güçlü ekipleriyle olan mücadelelerdi.Nispeten daha zayıf kadrolu takımlara karşı henüz kaybedilmiş bir puan yok ve bu açıdan bakıldığında ışık var.

Bilica'dan konuşmak lazım mı bilemiyorum.Çok enteresan bi adam gerçekten.Ya deli,ya cahil çözemedim.Kabiliyetsiz desen değil vasat hatta zaman zaman vasat üstü teknik özelliklerini sergilediğini görmedik değil.Bazı yaptığı hamleleri alkışlar bazılarında ise,ki bu bazıları aynı maçta da olabiliyor küfretmemek için zor tutarsınız kendinizi.Bugün çubukluyla en kötü maçlarından birini oynadı.Ya aklı maçta değildi,ya hafta içi çalışmamış hazır değildi,yada rakibi küçümsedi.

Maçı 3-2 lik ilk yarı ve 3-0 lık 2 yarıya ayırarak bakmak gerek.Devre arasında Santos-Caner ve Yobo-Bilica değişiklikleri çok yerinde oldu.Zira Santos kilo vermiş olsada hala fazlası var ve ilk hamleyi yapamadığı her pozisyonda dönmekte zorlanmıyor,dönemiyor! Yobo'nun önümüzdeki 3-4 yıl bu takımın Uche'si olmasını umuyor taraftar.

Niang'ın hat-trick'i Alex'in 2 gol 1 asisti tabelayı değiştiren işler tabiki ama bugün Emre ve Dia'nın galibiyete katkısı çok büyüktü.Emre tam olgunluk çağında.Takım savunmadayken de hücumdayken de aktif.Bir Emre daha olsa kim Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde olamayacağını iddia edebilir ki? Dia'nın kanatta topu aldığında tabiri caizse çizgiye inerek 'yardırdığı' atakları gerçekten çok etkili.Gökhan Gönül de bugün iyi oynayan isimlerdendi.

Santos çıktıktan sonra Dia-Alex-Stoch üçlüsünün önünde Niang'lı bir hücum hattı izleriz diye umuyordum ama Aykut hoca Alex sahadayken Stoch'u oynatmayı düşünmüyor sanırım.Mehmet Topuz ile Selçuk kıyaslamasına girdiğimizde mücadele gücü olarak Topuz öne çıkabilir ancak Selçuk hernekadar her maç hatalı pas yapma istikrarını sürdürsede ben oyun bilgisi olarak Topuz'dan daha ileri seviyede olduğun düşünüyorum.Mehmet o konuda az daha kendini geliştirse Emre'yle oluşturabilceği bir göbek daha faydalı olabilir takım için.

Alex'in böylesine tartışılır hale gelmesi gerçekten üzücü.Gerek oyunculuğu gerek karakteriyle tüm futbolseverin sevgisini kazanan bi adamın belki de Lefter'den sonra onun gibi bir sembol haline gelmiş bu adamın kimileri tarafından hala koşmuyor-etmiyor-takımı eksik bırakıyor lafları ile çekiştirmesi sinir bozucu.Bu noktaya gelmesine izin verilmemeliydi.Taraftarların çoğu bu adamın günü geldiğinde bu takımın başında olmasını istediğini biliyorum.Adam resmen 'itin götüne sokuluyor'.Başka izahı yok bu durumun.Öyle bir noktaya geldik ki devre arasında bavulunu toplayıp havaalanında kendisini takip eden 2-3 muhabirin bakışları arasında bu ülkeden ayrılacak diye korkuyorum.



Cumartesi, Eylül 25

Mehmet Topal

Mehmet Topal'ı takdir etmemek elde değil.2006 yılında geldiği Galatasaray'da Ayhan'ın formsuzluğu Linderoth'un sakatlığı derken bir anda Liverpool maçında ilk 11 başlarken bulmuştu kendisini.Zamanla hep üstüne koyduğunu görebiliyordunuz.Sırt numarasındaki 14 numaranın işaret ettiği idolü Patrick Viera gibi Van Bommel gibi bir adamdı Topal.Top kesmedeki başarısının yanısıra hava toplarında da fiziğini kullanmayı iyi beceriyordu.Topu oyuna sokma ve dağıtma kısmındaki yetenekleri kısıtlıydı ancak hızlı aşama katetti.Galatasaray'ın ligde de öyle ancak benim izlediğim pek çok avrupa kupası maçında çok iyi performansları vardı.Sonra milli takıma da çağrıldı.Hatta hikayesi Uefa'nın sitesinde manşet olmuştu o ara.Galatasaray'da ki 4 sezonun ardından zamanında kendisine 9m€ öneren Everton'ın teklifini kabul etmeyen yönetim Valencia'nın 5m€ luk teklifine varım dedi ve Topal artık Valencia'da 'örümcek' lakabıyla karşılanmıştı.Dün akşam zorlu geçmesi beklenen ve hatta Valencia'nın puan kaybedebileceği bir deplasman olarak gözüken Sporting Gijon karşısında maçın henüz 4. dakikasında kornerden gelen topa kafasıyla yön vererek takımını öne geçiren golü attı Topal.Valencia maçı 2-0 kazandı.Takımı için bu önemli deplasmanda önemli bir gol atmasının yanında kendi gelişimi adına da epey olumlu bir adım atmış oldu.Bu gol özgüven açısından da bir artış sağlayacak ve bundan sonraki gelişimi için de moral olacaktır şüphesiz.

Tavsiye Filmler {4} - Musallat -

Blogdaki son post bir hafta öncesinde kalmış.Pazar öğlen başlayan Sivas'ta ki 3.yılımda ev taşıma,yerleşme,abonelikler vs yüzünden netten uzak kaldım.Esasında Pazartesi başvurduğumuz telefon ve internet aboneliğinin Salı günü başlamasına rağmen bizim ancak Perşembe akşamı kullanabilir hale gelmemiz tamamen telekomun suçu ki bunun böyle olmasında şaşılacak bir durum yok sanırım.

Neyse 1 hafta sonra uzun süredir üstüne bişeyler yazmadığım sinema etiketiyle post girmek keyifli aslında.Cuma gecesi Bursaspor-Bucaspor maçını izleyen bünye hatun kişinin de yorgunluktan bitap düşüp sızması üzerine film,dizi işlerine takılır.Sivas'ta yaşıyorsanız çok da fazla seçeneğiniz yok aslında.

House s1e9 ve e10 izlendikten sonra tivibu'da bakınan bünye Filmclub kanalında Musallat filminin yeni başladığını görür ve izleyelim bari der.Burda bir parantez açmak gerekir sanırım;filme başladıktan yarım saat sonra tivibu'da kesilen filmclub yayınını devamlı şekilde izlemek mümkün olmadığı için başka bir siteden filmi açıp dolmasını beklemek suretiyle ayrı bir sekmede açık bıraktık.Öte yandan tivibu'da;bu haftanın çok konuşulan dizisi Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisinin tekrarına rastlanılır ve yarısına gelmiş bölüm sonuna kadar izlenir.

Sonrasında Musallat filmine kalındığı yerden devam edilir.Öncelikle şunu söylemek gerek,korku filmleri sırasında yada sonrasında 'ehe hiç korkunç değilmiş bu' diyen tiplerdensen sana baştan kılım ve bu yazıyı buraya kadar okuduysan şimdiden vazgeçebilirsin arkadaşım.

Gecenin 2-3 sularında izlenmeye başlandığı takdirde Musallat gayet etkileyici bir film olabiliyor.Ben böyle cinli perili filmlerin etkisinde kalmam.Ama filmi izlerken 3-4 kez net şekilde tüylerimin diken dike olduğunu irkildiğimi itiraf etmem gerek.

Bir kere film konusu itibariyle farklı ve ilgi çekici.Malum 3 harflilerin dünya üzerinde yaşayan biz insan ırkından bir kimseye karşı duygusal anlamda bağlanması ve hatta fiziksel olarak ilişkiye girmesi üzerine mevzular dönmüştü 2-3 yıl evvelinde.Hatta daha bile fazla var hiç unutmam lise zamanında bir gazeteyle ek olarak gelen tempo dergisinde görmüştüm mevzuyu.Ozamanlar epey saçma gelen konu filmde izleyince o düşüncelerimi bana hatırlatıp sorgulattı açıkçası.

Filmdeki karakterlerin çarpılma sahneleri dikkat çekiciydi.Filmin başrölünde bence türk dizi tarihinin en büyük çakması yolunda zirveye oynayan 'Küçük Sırlar' dizisinde de oynayan 2006 yılı best modeli Burak Özçivit oynuyor.

Filmde beğenmediğim tek şey hacı amcanın nasihat verir tarzdaki konuşmaları oldu.Özellikle sona doğru olan kısımları baydı biraz.Ama bugüne kadar türk sinemasında korku dalında böyle cinli,vampirli filmler düşünüldüğünde bence Musallat konusu ve işlenişiyle,insanı sürüklemesi ile epey başarılı bir gerilim filmi olmuş.Arkadaşlarla toplaşıp 'hadi korku filmi izleyelim' diyenlerin kaçırmayacağı bir film olmuş kısacası.

Cuma, Eylül 17

Tek maç #5

İnsanın aklına gelen başına gelir ya tek maç serisinin 5.kurbanı da bu şekilde kaynadı.Normalde kuponlarım 2 maçtır.Hatta 1.70 1.80 oranı bulan güvenilir tek maçlar yeterlidir bile.3 maç yazmak için acil durum yada 2.bir fikirin ortak olması lazımdır genellikle.Çok nadiren de böyle haftasonları yada hafta içi kupa maçlarında favorileri yazar denerim.


Tüm favorileri yazarak kazanamazsın tezi çıkar şimdi biri kesin yatar diye içimden geçiriyodum dışardayken.Kuponu yaptıktan sonra evden çıktım ve Beşiktaş maçı dahil olmak üzere hiçbir maçı ne izledim ne de nete girme fırsatım vardı.Bir ara eve varmak üzereyken arkadaş aradı netteysen skor söylesene dedim.Stutgart üst oldu mu dedim bir de Getafe'yi sordum.Onlardan tereddütlüydüm.Nerden biliyim ben en son geçtiğimiz sezon içerde oynadıkları ve 3-0 öndeyken maçı 3-3 bitirdikleri Siena maçı gibi bu maçta da 90+2 de gol yiyeceklerini ve geriden geldikleri maçı berabere bitireceklerini.Hatta Lech Poznan gibi zayıf bi takımdan 3 gol yiyeceklerini.Bilemezsin işte.Bilmeyince de böyle oluyor.Bize de sağlık olsun demek düşüyor.Neyse ki Şampiyonlar Ligi'nde 2.maç günü Arsenal üst,Madrid ve Chelsea galibiyetleri şaşırtmadı da yüzümüz güldü.



Salı, Eylül 14

CL Fantasy Football


Şampiyonlar Ligi heyecanı bu akşam başlıyor.Ntvspor'un yıllardır organize ettiği fantezi futbolun ecnebi versiyonu Uefa'nın resmi sitesinde oynanıyor.Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru katılmıştım ben de.Katılmak istiyorsanız şuradan kullanıcı oluşturabilirsiniz

Mulenovic SK olarak katılım gösterdiğim oyunun kuralları basit.2 kaleci 5 er defans ve orta saha ile 3 hücum oyuncusu seçmek zorundayız ve 100 milyonunuz var bunu gerçekleştirmek için.Aynı takımdan grup seviyesinde en fazla 2 oyuncu seçilebilirken turlar ilerledikçe hem bütçede hem de seçilebilecek oyuncu sayısında artış oluyor.

150.000 kullanıcının birbiriyle yarıştığı ortamda takımınızın katılabileceği özel lig sayısında bir sınırlama yok sanırım.Eğer kendi oluşturduğunuz çok katılımlı bir liginiz varsa onun da kodlarını belirtmeniz halinde anında katılım gösteririm benden söylemesi.Herkesi bekliyoruz.

Romantik Kanaryalar blogun kurduğu lige katılmak isterseniz ligler sekmesindeki arama bölümünden aşağıdaki kodları kullanarak lige katılabilirsiniz.

Classic League: 99363-18408
Head To Head League: 99363-18422

Zira Stereo Cipolla blogun da ligi var onun da kodları şu şekilde:

Classic: 49229-10199

Head to Head: 49229-10202

Pazartesi, Eylül 13

*Jukebox*>>Limp Bizkit-Break Stuff

Limp Bizkit ortaokulun sonlarında tanıştığım ve halen ilk albümlerini bile sıkılmadan defalarca başından sonuna her şarkısıyla dinlediğim nadir gruplardan biri.Her şarkısını ayrı seviyorum.Dün gece uzun zamandır ipod dinleyecek fırsatım olmadığından nette katıldığım bi sayfanın paylaşması sonucu denk gelince uzun zamandır Jukebox bölümünde de paylaşım yapmadığımı farkedince fırsat bu fırsat yazıyım dedim.Limp Bizkit sevenler bilirler zaten grubun inciğini cinciğini,Fred Durst için söz etmeye gerek yok vokalini sevdiğim gurban.Keşke Türkiye'ye gelseler koşa koşa giderim lan organizasyon firmaları duyun sesimi olm!

p.s.youtube vb engelli sitelere ulaşmakta sıkıntı çeken ziyaretçilerim şuradan bu soruna köklü çözümü bulabilirler.Saygılar efenim.





Its just one of those days
When you don't wanna wake up
Everything is fucked
Everybody sux
You don't really know why
But you want justify
Rippin' someone's head off
No human contact
And if you interact
Your life is on contract
Your best bet is to stay away motherfucker
It's just one of those days!!

[chorus]
Its all about the he says she says bullshit
I think you better quit
Lettin' shit slip
Or you'll be leavin with a fat lip
Its all about the he says she says bullshit
I think you better quit talkin that shit
(Punk, so come and get it)
Its just one of those days
Feelin' like a freight train
First one to complain
Leaves with a blood stain
Damn right I'm a maniac
You better watch your back
Cuz I'm fuckin' up your program
And if your stuck up
You just lucked up
Next in line to get fucked up
Your best bet is to stay away motherfucker
Its just one of those days!!

[chorus]

I feel like shit
My suggestion is to keep your distance cuz right now im dangerous
We've all felt like shit
And been treated like shit
All those motherfuckers that want to step up
I hope you know I pack a chain saw
I'll skin your ass raw
And if my day keeps goin' this way I just might break somethin' tonight...
I hope you know I pack a chain saw
I'll skin your ass raw
And if my day keeps goin' this way I just might break somethin' tonight...
I hope you know I pack a chain saw
I'll skin your ass raw
And if my day keeps goin' this way I just might break your fuckin' face tonight!!
Give me somethin' to break
Give me somethin' to break
Just give me somethin' to break
How bout your fuckin' face
I hope you know I pack a chain saw, what!!...
A chain saw, what!!...
A motherfucking chain saw, what!!...
So come and get it

Meğersem en birinci bizmişiz! Türkiye:64 - ABD:81

Seyirciyle başlamak gerek.Tamam rakip güçlü,Durant gibi daha 21 yaşında aşmış bi adam var,yapacak bişey yok falan ama arkadaş neden kaybettiğimizin kesinleştiği son 2 dakikada ayağa kalkıp alkış kıyamet,tezahürat falan ya? Neden 3.çeyrek herkes sus-pus? Neden? Slovenya-Yunanistan-Fransa-Sırbistan-Rusya gibi takımları tek tek eleyerek geldik bu noktaya.Ve geldiğimiz nokta türk basketbolu için güneşin doğuşu gibi bir şey.Dün akşam Sinan Erdem tribünlerindeki 18.000 e yakın Türk maça çok güzel seyircilik yaptı.Evet seyircilik.Çünkü gerçek taraftar olsaydı o tribünlerde Ersan'ın küçük maçların büyük oyuncusu olduğunun görüldüğü ve -balon bu adam abi yea- diyenlerin suratına çarpa çarpa sergilediği özgüven dolu büyük oyunculuğuna kaldığımız Hido'nun sakatlanarak oynamadığı 3.çeyrektede,farkın yavaş yavaş açıldığı 2.çeyrek sonunda da daha hareketli bir taraftar kitlesi olabilirdi.Pek çok şeyi değiştirebilirdi bu.Sağlık olsun.Bunlar bize tecrübe olmuştur diye umuyorum.

Amerika takımını yenmek imkansız değil ama zordu.Ama bizim en iyi oyunumuzu göstermemiz gereken yerde biz iyi bile oynayamadık.Fark 10+ olunca da açıkçası bıraktık maçı.Tabi bunda Durant'in insanüstü şut yüzdesinin takımı moral olarak etkilemesi,günlerdir süren mücadelenin dün Sırbistan maçında tavan yapmış olmasının getirdiği yorgunluk da etkendi.

Türk milli takımı Avrupa Şampiyonası'nda altın madalya oynayabilecek takımlardan Slovenya-Sırbistan-Rusya-Yunanistan gibi takımları eleyerek geldi bu noktaya.Litvanya'yı da geçtiğimiz turnuvada yenmiştik.Bir İspanya kalıyor geriye.Bunların hepsini geride bıraktığımızı ele alırsak Avrupa Şampiyonu sayabiliriz kendimizi.2 jenerasyonun birleştiği şu takımla daha önceki şampiyonalarda final göremediğimize üzülmemiz gerek aslında.

Millet olarak bazen doyumsuz olabiliyoruz.Turnuva öncesi 2.liği verseler çoğumuz eyvallah diyebilirdi ama şimdi şu mücadelenin sonunda altın madalya isterdi tabi gönül.

Şimdi asıl önemli olan vakit kaybetmeden bir sonraki turnuvaların planlamasını,hazırlıklarını yapmak.Yeni jenerasyonların gelişimi için gerekli çalışmalar vs herşeyin düşünülmesi planlanması ve bu başarının 2001 Avrupa 2.liği gibi bir kıvılcım olarak kalmaması lazım.

Yaşattığınız heyecan,gurur ve mutluluk için TEŞEKKÜRLER 12 DEV ADAM,YÜREĞİNİZE,EMEĞİNİZE SAĞLIK!



p.s.dün öğlen twitterda verdiğim tüyoya uyup bahis oynayan varsa beni de görsün :)

Pazar, Eylül 12

Finaldeyiz! Türkiye:83 - Sırbistan:82

Kolay olmadı,biz ekranlarımızdan izlerken bile bitaraflarımızdan ter geldi,salondaki seyircileri ve oyuncularımızı düşünemiyorum bile.

Sırbistan altyapılarda da her zaman milli takımın katıldığı turnuvalarda genellikle finalde karşımıza çıkan ve yenmekte zorlandığımız bir ekipti.Genç bir jenerasyona sahipler şu an.Bizde Cenk Akyol,Barış Hersek hatta Barış Ermiş gibi isimlerin içinde bulunduğu 84-87 jenerasyonundan onlarda Bjelica,Tepic ve 88li Teodosic,Keselj,Markovic gibi isimler var ve bu isimler altyapıda kazandıkları deneyimle bu seviyede dahi çok üst düzey oyun oynuyorlar.

Dün bizi düne getiren savunmamızdan uzak olmamız bir yana hücumda da üretmekte zorlandık aslında.Çok hücumda Hidayet'in eline bakar hale geldik.Ersan hiç gününde değildi,toplar Hido'ya kalınca onu da tipik Sırp sertlikleriyle yıldırmaya çalıştılar.Attığı 12 sayının 10'unu son çeyrekte atan Kerem Tunçeri tecrübesini konuşturdu.

Maç boyunca 2-3 kez kafa kafaya getirdiğimiz maçta bir anda nasıl olduğunu anlamadan Teodosic-Velickovic-Krstic üçlüsünün oyunlarıyla 6-8 sayı geriye düştük ama yılmadık.Son ana kadar mücadeleyi bırakmadık.Bu yüzden açıkçası kendi adıma konuşmak gerekirse son ana kadar ümidimi hiç kaybetmedim.Biyerde bu talihin dönmesini bekliyordum ve bitime 3 dakika kala öne geçmesini başardık.4.5 saniye kala öne geçmeyi başaran Sırplara Hido'nun elinden kaçan topun Kerem Tunçeri'de kalması ile cevap verdik.0.5 saniye kala Sırp koç Ivkovic'in çizdiği muazzam kenar oyunu o an tam konsantre olan takımımızı bile uyuttu ama Boşnak çocuğu Semih Erden'in tam zamanında Sırplara sayı yapma şansı izin vermeyen bloğu ömür boyu unutulmayacak sahnelerden biriydi.

Hido 16 sayı ile en skorer isim oldu ancak son 3 dakikada öne geçtikten sonra farkı açabileceğimiz hücumları elde etmemize rağmen yanlış hatırlamıyorsam 2 kez zorlama atış kullandı.Orda faul yaptırmaya,potaya penetre etse belki de bukadar dramatik ve unutulmaz bir final olmazdı.

Maç sonuna doğru Sırplar faul atışı kullanırken basın tribününden el kol bayrak sallayan türkleri görmek ilginçti.Teodosic'in 13 sayı 11 asistlik performasına rağmen son çeyrekte 4 şutundan sadece 1inde isabet bulması bizim şansımızdı.20/33 serbest atış isabeti az kalsın sonumuz oluyordu bu arada.

Bu akşam 21.30'da rakip ABD.Şu noktaya gelmiş olmamız bile muhteşem bence.Dünya Şampiyonası'ndan bahsediyoruz.Ve şu an Dünya'nın en iyi 2 takımından biriyiz.Geride bıraktığımız takımlara bakılırsa Avrupa'nın en iyisi olduğumuzu söylersek kim karşı çıkabilir? Bu akşam ABD tabiki çok güçlü bir takım.Çok yüzdeli oynuyorlar,fiziksel olarak zorluk yaşatıyorlar rakiplerine.Ancak Billups ve Odom dışında tecrübesiz,Durant'ın durdurulması halinde ise epey yavaşlamış bir takım olurlar.Durant'ı durdurmak zor hatta zaman zaman imkansız ancak o atsa bile onun dışındaki isimlerden extra performans almasını engellemek lazım ABD'nin.

Bu turnuvanın başından beri herkesin hayaliydi bu maç.ABD ile finalde oynamak.Biz bu noktaya kadar gelirken gösterdiğimiz kararlılığı bugün de gösterirsek,seyircinin de desteği ve biraz da şans yardımıyla onları da devirebiliriz.Neden olmasın.Kötü sonu düşünmek istemiyorum ancak benim için dün akşamki galibiyetin hazzı bile pek çok şeye yetti.Bosna'da Kosova'da dün akşam Türk bayrakları ile tur atan,sokaklara dökülen müslüman Boşnaklara ve bizlere bu gururu yaşattıkları için onlara sonsuz teşekkürlerimiz sunmamız gerek.Yüreğine sağlık 12 DEV ADAM!!

Perşembe, Eylül 9

Türkiye:95 - Slovenya:68

Belki de her zaman komple,kusursuz görünmek iyi değildir.Fransa maçının postunda Slovenya takımının,turnuvanın en renkli seyircisine sahip olduğunu ve komple takım görüntülerini onlarla birleştirerek başarılı olduklarının altını çizmiştim.Bugün yine aynı 'takım' özelliklerini gösterdiler.Savunmada iyi yerleştiler,yardımları yaptılar bizim yaptığımız perdelemelerde takılmayıp miss match-up oluşmasına izin vermediler,hücumda doğru seçimler yaptılar çoğunlukla ama bizi belki de ve inşallah turnuvada madalyaya taşıyacak faktör-savunmamız- onları kitledi.

Öyle ki o komple takım bizim -taş gibi- savunmamıza hücum edemez hale geldi ve öyle zamanlarda bizde Hido-Ersan hatta Sinan'ın devreye girdiği bir örnekken,Slovenya takımında bu sorumluluğu alıp takımı ayağa kaldıracak bir isim olmadı.Ne Dragic ne Becirovic ne Lakovic.

7 sene altyapıda basketbol oynadım.Bunun 5 senesinin Efes Pilsen altyapısında geçtiğini ve daha o yaşlardan savunmaya bukadar önem veren bir sistemin içerisinde yer aldığımı dile getirirsem 'iyi savunma,iyi hücum getirir' felsefesini anlamak kolaylaşabilir.Basit olarak bakıldığında 'hücum maç kazandırır,savunma şampiyonluk' felsefesi ile paraleldir bu.Bugün savunmada dirençli kalan A milliler karşısında Slovenya daha devreye gelmeden şaşkın ördeğe döndü,nasıl top kullanacaklarını şaşırmaları bir yana savunmaya geldiklerinde de belki bireysel olarak değil ama takım savunması koordinasyonunu sağlamakta çok zorlandılar.Bu da özellikle ilk yarıda farkı yaratan yüzdeli hücumumuzun en önemli sebeplerinden biriydi.

Şimdi Rakip 2001'de şampiyonluğu verdiğimiz Sırbistan.Sırbistan deyince Mirsad Türkcan'ın şu takımda olupta o maçta forma giymesini,extra hırsıyla takımı daha da ateşlemesini izlemek isterdim.Ama bu takımda o görevi Hido ve Semih alacaktır.Evet belki Cumartesi günü şutlar bukadar yüzdeli girmeyebilir ancak bugün İspanya gibi bir takıma karşı hücum etmekte çok zorlanmayan Sırpları gerek adam adama gerek alan savunmasında durduracak gücümüz,yüreğimiz kesinlikle var.Biz yine savunmayı iyi yapalım da hücumda bizi durdurabileceklerini hiç sanmıyorum.

Bu inanç bu konsantrasyon devam ettiği sürece Pazar günü final maçına öyle yada böyle ismimizi yazdıracağımıza inanıyorum ben.Teşekkürler 12 DEV ADAM,YÜREĞİNİZE SAĞLIK!

Bundan İyisi Şamda Kayısı

Defansın göbeği için fikrimi sorsalar şimdi,bu ikiliden iyisini oluşturamazdım sanırım kafamda.Bundan da memnun olmayanı Allah taş yapar valla.Merakla,ilgiyle takip edeceğiz efendim.Daha ilk karşılaşmalarındaki şu jestler size de dayanışmayı,bu takımı üst seviyeye taşıyacak bir birlikteliği simgelemiyor mu?

Pazar, Eylül 5

Türkiye:95 - Fransa:77

A Milli basketbol takımımız grup maçlarında sırasıyla Fildişi Sahili'ni 86-47,Rusya'yı 65-56,Yunanistan'ı 76-65,Porto Riko'yu 79-77 ve Çin'i 87-40 mağlup ederek 5 te 5 yaparak eleme turuna yükseldi.

Eleme turunda rakibimizi belli edecek mücadele Fransa-Yeni Zelanda maçıydı.Maç günü herkes bir mucize olmazsa rakibimiz Yeni Zelanda diyordu ki onların mucize dediği bana göre sürpriz sayılmayan Yeni Zelanda galibiyeti gerçekleşti ve rakibimiz Fransa oldu.

Fransa'nın eski gücünde olmadığı grup maçlarında ortaya çıkmıştı zaten.Ancak Gasol'suz de olsa İspanya'ya karşı aldıkları 72-66'lık maçta ve kalan grup maçlarında gösterdikleri savunma direnci en büyük silahları idi.

Bize baktığımız zaman en iyi yaptığımız iş savunma olarak gözüktü grupta.Porto Riko maçının ilk yarısındaki rehaveti sebep olarak gördüğüm o maç yenilen 77 sayıyı görmezden gelirsek Yunanlardan 65 Rusya'dan 56 sayı yedi bu takım.Konsantre olduğu zaman gerek adama adama gerek alan savunmasında yüksek verim alabiliyoruz.Hido iş düştüğü zaman direksiyonu eline almasını biliyor ancak hücumda da onun eline bakar bi halimiz yok.Ersan başta olmak üzere,Semih ve 2 Ömer de ortalama 10-15 sayı katkı yapıyorlar zaten.

Bugün Fransa takımından 77 sayı yemek göz korkutmasın.Bu maça gelene kadar 2/14 3 sayı isabeti bulan Boris Diaw bugün 5/8 gibi bir yüzde buldu.Yani Fransa takımı ortalama %35 civarı atarken bugün attıklarının yarısını soktular.Sırada Slovenya var.Slovenler turnuvada seyirci desteğini arkasına alan komple bir takım görüntüsü verdiler.Lakoviç ve Gabriç en etkili isimleri.Ancak millilerimiz bu istek ile oynadıkları sürece onları da aşmakta çok zorlanacağımızı sanmıyorum.

Bugün maçın en skorer ismi 20 sayı ile Hidayet Türkoğlu olabilir ancak maçı izleyen herkesin gönlünde ortaya koyduğu yüreği ile büyük yer tutan isim Sinan Güler olsa gerek.İnsan onun azalmayan ve sürekli pozitif işler yapmasını sağlayan enerjisini sürekli izlemek istiyor.Tebrikleri 12 Dev Adam,yüreğinize sağlık!

Cuma, Eylül 3

Dünya Basketbol Şampiyonası Eşleşme Tablosu


Dünya Basketbol Şampiyonası'nda gruplar sona erdi eşleşmeler belli oldu.Bundan sonra reklamda Semih Erden'in dediği gibi adım adım düşünüp öyle hazırlanmak gerekicek.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...