Perşembe, Ağustos 5

Kaybeden sadece Fenerbahçe mi?



Young Boys takımı her iki maçta da gösterdiği performansla turu haketti.Buna kimsenin itirazı yok.Bahisle biraz alakalı olanlar bilirler.İsviçre ligi hem takımlarının sürekli YB gibi ofansif oyunu benimsemiş olması hem de stad ebatlarının daha ufak olması sebebiyle bol gollü maçlara sahne olmakta.Fenerbahçe kurada YB takımı ile eşleşince en çok merak ettiğim şey,bu ofansif oyunlarının karşısında Dünya Kupası'nda yaşadığı sakatlık yüzünden Lugano'dan mahrum bir Fenerbahçe defansı bulunca aynı skorer özelliklerini gösterip gösteremeyecekleriydi.

Tabi tura dair bakıldığında söylenebilecek çok fazla keşke var.İlk maçta Kazım kırmızı görmese belki Fenerbahçe'nin oyunu ikinci yarıda tutabilme olasılığı artardı ve 0-1 lik mağlubiyet sonrası dün akşam tur atlayabilirdik.Keza dün akşam Stoch kırmızı görmese belki ikinci yarıda zaten Alex'in çıkmasıyla sahada yer alan teknik potansiyeli azalan takım hepten bu özelliğinden mahrum kalmayacak ve aradığı golü bulabilecekti.

Bir de işin diğer boyutu var.Her fırsatta spor kulübü olmasıyla övünen,göreve geldiğinden beri özellikle tesisleşme atağı sürekli dillendirilen Aziz Yıldırım ve yönetimi Daum ile restleşmese,Aykut Kocaman'ı daha erken göreve getirse,Aykut Hoca 1 yıl yerine getirdiği sportif direktörlük görevi boyunca araştırmasını ve ön görüşmelerini yaptığı oyuncuları henüz hazırlık kampı başlamadan yada en kötü başladıktan kısa bir süre sonra takımına katabilse ve bu oyuncular uyum sürecini daha çabuk aşsalardı belki yine Şampiyonlar Ligi'ne katılamayacaktı takım ama YB'u geçmesi pek olası olacaktı.

Günlerdir,hatta haftalardır 70 milyonun merakla izlediği bir forvet arayışı var.Bugüne kadar Fransa ligini takip etmeyen insanların adını bile duymadığı 2 sezonda 45 maçta 14 gol atabilen Gyan'a Dünya Kupası'nda gösterdiği performans sonrası 20M€ civarında rakamlar verilmesinden söz ediliyorken alternatif olarak yıllardır tanıdığımız bildiğimiz ve atletikliği dışında vasatın öyle çok üstünde bir teknik beceri yada gol vuruşu özelliğine sahip olmayan Gomis'e yine 13-15M€ civarı paralar önerildiği söyleniyordu.O çok başarılı olduğu söylenen yönetim geçen 1 yıldır Aykut Hoca'nın yaptığı araştırmalara rağmen transfer döneminin son ayına girilmişken halen bir sonuca varamadılar.

Maça ve takımın eksiğine gelcek olursak.Evet şüphesiz takımın bir forvet eksiği var.Ama gelecek forvet oyuncusunun bu takımı bir anda toparlayacağına inanılıyormuş gibi bir hava var özellikle medyada.Dün gördüğümüz takım aslında bizim Zico dönemi hariç yıllarıdr izlediğimiz takımdan çok farklı değil.Orta sahada bir türlü gereken iletişimi kuramayan,dinamiklikten uzak bir takım görüntüsü veriyordu Fenerbahçe.Aykut Hoca da bunun farkında olmalı ki Stoch ve Dia gibi iki süratli oluşunun yanısıra teknik özellikleri de yüksek oyuncu ile bu sorunu aşmak istedi.

Stoch da Dia da bana göre 'iyi'den daha yüksek bir nitelikle değerlendirilecek transferler.Dia dün akşam çalım attığı oyuncudan,yere basan ayağına darbe alıp sakatlık yaşayana kadar henüz takıma katılalı 10 gün olmuş biri için yeterli bir performans gösterdi.Stoch da Dia'ya benzeyen ancak artı olarak orta sahanın ortasında Alex gibi oyun kurucu görevini üstlenebilecek teknik özelliklere sahip bir oyuncu.Her iki isim de genç ve 2-3 yıl içinde Avrupa'dan teklif almaları çok muhtemel.

Gelgelelim takımdaki yabancılardan Zico döneminde siz deyin motivasyon ben diyim attığı goller yüzünden kendisine gösterilen tahammül sınırlarını arttırdığımız Deivid var ki 2 yıldır takımda varlığı ile yokluğu bir.Bu adamı gönderip yerine bir adet Gökhan Gönül yedeği,yada Bilica yerine Lugano partneri bulamadı bu yönetim.Bunun sonucunda da Lugano'suz oynanan her maç sıkıntı yaşadık son 8 ay içinde.

Bu takımda Baroni adında bir adam var ki dün akşam Rıdvan Dilmen şöyle bir tanımlama yaptı kendisi için ki ben buna bile katılamıyorum: ''Baroni 1 maç tavan,5 maç taban'' Ben Baroni'nin 4-4 lük bir performans gösterdiğini hiç görmedim.Varsa gören beni düzeltsin.En iyi oynadığı maçında Selçuk'tan iyi performans sergilediyse benim izlediğim futbol değil demekki.Baroninin en iyi oynadığı maç vasattır.Yanında oynayan Emre'ye dua etsin.Selçuk bugüne kadar pek çok derbide gol atmış bir adam.Ve kim ne derse desin 3 sene önce ıslıklanan Selçuk gibi değil.Nolursa olsun bence top kontrolü ve saklama adına kendisini geliştirdi.Ha pas yüzdesi belki Baroni kadar yüksek değil ancak Baroni'nin 10 topundan 8 ini istisnasız geriye oynadığını gözönüne alırsak sebebi anlarız.Aynı şekilde Önder Turacı'nın da ne bekte ne stoperde gereken performansı gösteremediği bukadar ortadayken neden yollar ayrılmıyor gerçekten anlamıyorum.Aykut hoca maç sonunda Fenerbahçe değişecek diyo.Sene başında da aynı şeyleri söylemiyor muydu? Fenerbahçe'nin bukadar istikrarsız oyun oynayan futbolculara tahammülü nasıl olur?Nasıl bukadar uzun sürebilir bu anlamak mümkün değil?

Göreve geldiğinden beri şampiyonluk yaşamayan hiçbir hoca ile yoluna devam etmeyen bir yönetimin Önder,Deivid,Baroni gibi adamlara bunca zaman tahammül edebilmesi gerçekten anlaşılır gibi değil.

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nden elendi evet.YB engelini aşsaydık playoff turunda elenmemiz en azından şu düzen ve şu malzemeye sahip bir kadro ile yine pek muhtemeldi.Yola Uefa'da devam etmek bu yıl için daha uygundu bana göre.Geciken transferlerin yapılması,sakatların iyileşmesi bile yetmez Aykut Kocaman'ın mantalitesini futbolculara yanıstmaı ve oyuncuların bunu sahaya yansıtması için sabretmekten başka yapacak birşey yok şu an için.İşin mali boyutu ayrıdır.Konu oraya gelmişken değinmek gerek.Ülkemizden Şampiyonlar Ligi'ne katılan Bursaspor şu an 15m€ gibi bir parayı kasasına koyacak.Fenerbahçe elendi Bursa'ya yaradı gibi laflar konuşuluyor ortada.Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne katılsaydı Bursaspor'un alacağı para minimum 12-13m€ civarında olacaktı zaten.Bursaspor'un o 2-3m€ da ligdeki şampiyonluğundan aldığını hatırlarsak Fenerbahçe lige kalmış yada elenmiş çok birşey farketmiyor yani.

Şu gelinen noktada en çok üzüldüğüm ve bana göre en son suçlanması gereken kişi Aykut Kocaman.Aykut Kocaman'ın ne başarısı var ki ne bekleniyor lafları dolandı dün maçtan sonra.Bugün Aykut Kocaman gitsin mi muhabbetleri bile yapılıyor.Anlam vermek gerçekten imkansız.2 ay önce ''herşekilde arkasındayız,tam destek'' sözleriyle takımın başına getirdiğiniz ve bunda taraftarın da etkisinin olduğu bir kulüp efsanesini şimdi kovmak nasıl bir zihniyetin hareketi olur anlayamıyorum cidden.

Bir de Ankaraspor kariyerini masaya koyanlar var.O zamanlar da Melih Gökçek sayesinde maddi olarak imkanları vardı.Takımı ilk 10'a sokamadı diyenler var.Ankaraspor'un maçlarını oynadığı Yenikent Asaş stadının nerde olduğunu Ankara'da yaşayan arkadaşlarımdan biliyorum.Anlattıklarından oraya seyirci gitmesinin pek muhtemel olmadığını da biliyorum.Sonuçta nolursa olsun.Bir yanda Ankaraspor'dan bahsediyoruz.Yönetim anlayışı sonucu bugün tescili iptal edilen bir camia,sağdan soldan toplama vasat Anadolu takımı mantalitesindeki oyuncuların asına Aykut Hoca'nın yerleştirmeye çalıştığı Özer Hurmacı,Ediz Bahtiyaroğlu,Murat Tosun gibi genç yetenekler ile ne kadar uzun soluklu bir takım beklediniz ki?

Bu sadece Fenerbahçe için de.Kulüpler gerçekten iyi yönetilmiyor.Onlarca hoca,oyuncu gidip geliyor,sözleşmeler askıya alınıyor ama baştakiler hep aynı.Asla kimse suçu kendinde görmüyor.5-6 yıl öncesine kadar çok daha fanatiktim.Ama şimdi üzülüyorum.Kendi takımım Şampiyonlar Ligi'ne gidemedi,Uefa da devam etsin bu sorun değil.En azından Aykut Hoca'nn ilk yıl kendi düşüncesini takıma oturtmak ihtiyacı olduğunu düşünen bir insanım ve bu ilk yılda olabilecek şeylere daha tahammüllü sabırlı olunmalı diye düşünüyorum.Bakıyorsunuz Galatasaray evinde 2-0 dan 2-2 ye gelmesine izin veriyor maçı.Galatarasaylılar dün akşam Fenerbahçeli taraftarlar ile dalga geçiyorlar ancak yaklaşan tehlikenin farkında değiller sanırım.Galatasaray'ın bulunduğu durum da hiç iç açıcı değil.Keza Beşiktaş Schuster gibi Quaresma gibi dünya çapında bilinen isimlerle anlaşıyor ama oynanan oyun,alınan skorlar,gidişat umut verici değil.Büyük kulüplerimiz yıllardır yönetim anlayışı olarak yerinde sayarken Anadolu kulüpleri artık transfer yapmayı da,yönetmeyi de öğrenmeye başladılar,öğrendiler de.Kimbilir belki türk futbolunu yeniden şahlandıracak olan şey de budur.Yoksa bu gidişle Avrupa liglerinde oynayan oyuncular için bir Katar yada bir ABD olmaya doğru gidiyoruz hızla.Postu,bahsi geçen futbolcuların bu düşünceyi nasıl benimsediklerini gözler önüne seren Lyon'lu Cris'in Fenerbahçe için adı geçen Gomis'in transferi ile ilgili sözleriyle kapatıyoruz.

''Gomis Türkiye'ye gitmek için henüz çok genç''


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...