Perşembe, Aralık 8

Galatasaray:3 - Fenerbahçe:1


Galatasaray 2000 yılında Uefa kupasını kaldıran kadrodan sonra geçen 10 yıllık süreçte takım oluşturmakta oldukça zorlandı.Fenerbahçe'nin kupayı alan takımı Johnson'ın golüyle 1-0 mağlup ettiği maçla başlayan,iki takım arasındaki rekabette ibrenin Fenerbahçe lehine döndüğü 10 yıllık bir süreç geçti.Saracoğlu'nda Galatasaray'ın son yıllardaki en iyi topunu oynamasına rağmen 0-0a razı kalması ve maç sonu Sabri ile taraftarın galip gelmişçesine üçlü çektirmesi bu rekabetin boyutunu ortaya koyan cinstendi.

Geçtiğimiz yıl Galatasaray'ın tarihteki en kötü sezonlarından birini yaşamasının ardından bu sezon yapılan revizyon sonucu kaliteli bi kadro oluşturulduğunu söylemek mümkün.Elmander-Baros gibi iyi hücum silahları Eboue,Engin,Melo,Ujfalusi gibi dirençli,mücadele gücü yüksek,Selçuk gibi teknik kapasitesi ve pas kabiliyeti yüksek,Muslera gibi zaman zaman basit goller yese de kaliteli bir kaleci ile kurulan kadro haftalar geçtikçe oyununu da oturtmaya başlamıştı.

Bu bahsettiğimiz oturma olayı bugün Fenerbahçe karşısında son yıllardaki galibiyet açlığının getirdiği istek ile de birleşince Galatasaray'ın bu sezon oynadığı etkili oyunlardan birini izledik.

Maçın henüz başlarında Volkan'ın çıkardığı net pozisyonlar gelen golü habercisi idi.Ancak çıkardıkları için ne kadar övmek gerekirse de yediği ilk iki gol için Volkan'ı eleştirmek mümkün.İki golde de topu altından kaçırdı.Bu hataya yediği gollerde sık denk gelmek mümkün.

Bienvenu için iyi şeyler yazdım,beklentilerim olduğunu vurguladım.Bugün Aykut hocanın tercihi sağ kanatta şans buldu.Öyle olunca Gökhan hem hücum hem savunmada yapayalnız kaldı,sağ kanat felç gibiydi.Aykut hocanın kredisi bende sonsuzdur ancak devre arası yaptığı değişiklikleri; Alex uçta kaldığında top tutmakta zorlandığımız ve Bienvenu'nun sağda etkisiz kaldığı gerçeğini daha erken kabul edip öne çekmeliydi.Bienvenu'ya da yüklenmenin anlamı yok o pozisyonda verimli olmasını beklemek zorlamaydı,ilk yarı tüm takım kötüydü zaten ekstra bi etkisizliği yoktu.

Gelelim maçı kaybetmemizden kat be kat fazla takıldığım ve şu saat olmasına rağmen hala sinirimin geçmek bilmediği,kabullenemediğim Bilica mevzusuna.Fatih Terim'in 19 yaşında olması ve lig tecrübesi bulunmamasına rağmen güvenip 11'e koyduğu gelecekte muhtemelen milli takımın stoperlerinden biri olacak Semih Kaya zor durumda hiç çekinmeden,gocunmadan topu taca atabiliyorken bizim 30'luk Bilica'nın yaptıkları çoktandır taşmış olan bardağa düşen damlalardan başka bişey değildi.Kulübe geldiği güne lanet ettim gerçekten.Fenerbahçe tarihinde bu kadar sinir bozucu bir futbolcu olmamıştır.Serdar Kesimal 18'e girece kadar iyiyse artık oynasın,eğer Kocaman yeterli kapasitede olduğunu düşünmüyorsa Lugano geri mi döncek biri mi alınacak napılacaksa yapılsın ben taraftarın neredeyse tümünün bu adamı izlemek istemediğine eminim.

Galatasaray hakettiği bir galibiyet aldı.Fenerbahçe'nin maç sonu soyunma odasında kenetlenmesi ve toparlanmak gerektiği konusunda takımın fikir birliğine varması,tesislere dönüş yolunda taraftarın takımı karşılaması,desteğin skora bağlı olmadığını göstermesi ve transfer yanlısı olmayan yönetimin artık gerekliliği anlamış olması gerektiği gerçeği göz önüne alındığında hayırlı bir mağlubiyet olmuş olabilir.

Herşeye rağmen puanlar eşit ve bence bu takım beklentilerin üzerinde performans gösterdi bu haftaya kadar.Kadro kalitesi yapılacak takviyelerle birlikte hala ligi rahatlıkla zirvede bitirebilecek düzeyde.Ancak transfer şart.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...