Onların tezahüratı değil mi; ''gerçekleri tarih yazar...''
Öyle oldu..Tarih onları da yazdı..
Pazar akşamı Ali Sami Yen'de ilginç bir Diyarbakır maçı yaşandı.Futbolla alakası olmayan insanlar bile haberdardır durumdan.Ancak maçı izlemeyenler durumun vehametini kavramamış olabilirler belki.Hem ona istinaden hem de gördüklerimi yazmadan edememe durumu içimi rahatsız ettiği için maçtan beri yazmak istiyordum.
Protesto görmesek...
İki gündür düşünüyorum.Bu konu hakkında düşüncelerini paylaşan blogger arkadaşların yazılarını okuyorum.Eskiden buna benzer vuku bulmuş olayları hatırlıyorum,gözümün önünde canlandırıyorum ama yok olmuyor.
Kendi tribünlerimden başlıyorum.Alex,Selçuk,Pierre,Volkan defalarca ıslıklandı yuhalandılar.Daha bu sezon Guiza'yı ağlattı bu tribünler.Serhat'a az küfürler edilmedi.Daha şimdi hatırlayamadığım pek çoğu.Diğer takımlarda da gördük.Beşiktaş tribünleri İnönü'de az mı yuhaladı takımını.O baskıdan oyuncuların ayakları birbirine dolanmadı mı?Defalarca şahit olmadık mı?
Çok deli topçu gördü bu memleketin futbolseveri,alemcilik yeni bişey değil,ama hiçbir zaman alem yaptı diye devre arasında ısınırken kendi takım oyuncusunun ayağına top geldiğinde ıslıkladığını görmedim bir tribünün.Değil Türkiye'de Dünyada bile görmedim,duymadım.
Trabzon mağlubiyeti ardından içerde kaybedilen derbi ve deplasmanda Sivas'tan 1 puanla dönülürken oyun namına özellikle ikinci yarı hiçbir varlık gösterilememesi,takımın totalde son 5 deplasmandan 3 puan alamadan dönmesini proteste edilmesi gereken bişey olarak gören tribünleri anlarım.
İlk 5 dakika susarak protesto iyi güzel.Oraya kadar sıkıntı yok ancak maçın devamında tribünlerin bölünmesi,grupların birbirine düşmesi,hemde şu anki liderin gün içinde puan kaybı yaşadığı ve az da olsa ümitlerin tazelendiği bir günde yada en azından taraftarların bir hafta daha umut yüklenmesini,akıllarını meşgul etmesini sağlayacak bir galibiyetin alınacağı günde böyle şeylerin olması ve hatta bu galibiyet alınırken yaşanması bunların tek kelimeyle rezalettir.
Yağ gibi üste çıkan bir Ultraslan...
Dün gece 'protesto' temalı araştırmamı yaparken Ultraslan'ın sayfasındaki
açıklamaya denk geldim.Herkesin bukadar tepki verdiği bir ortamda adamlar gayet rahat; ''ne var aga,futbolcular da haklı buldu protestoyu zaten'' modunda bir açıklama yapmışlar.
Ya napcaklardı?Sabri çıkıp: 'Ultraslan da abarttı bilader,Jo'yu itin götüne soktular,bu yapılanlar ayıptır günahtır bu nasıl taraftardır' falan mı demesi lazımdı sizin şu yaptığınızın nasıl saçmalık olduğunu kabul etmeniz için? Bukadar adam eleştiriyor bi siz akıllı öyle mi?
Bu yazıyı okuyan rakip takım taraftarları yanlış anlamasın beni ama ben bundan 3-4 hafta önce Fenerbahçe için ''artık umutları kestim,en azından boşa hayal kırıklığı yaşamam puan kaybı falan olduğunda'' sözünü etmiştim.Dibi görmüştü bizim takım ve dolayısıyla taraftarlar.Herkes biliyor.Noldu? Bi Lugano döndü iki maç sağlam destek geldi,gol yemeden kazanılmaya başlandı,sistem işledi,bir seri yakalandı ve takım şimdi bu hafta Beşiktaş'ı yenerse şampiyonluğun en şanslı ekibi olacak.
Bir de sölemeden geçmiyim.Islıkların,atılan gollere ve oyunculara yapılan protestoların takıma,ters çevrili asılan pankartların ise yönetime yönelik olduğunu ifade etmiş malum tribün grubu.O ters dönen pankartlarda Metin Oktay gibi,değil yalnız Galatasaray,Türkiye'de ki futbolsever her insanın saygıyla andığı ve hatırladığı bir ismin portresi yer alıyordu ki oda ters bir şekilde duruyordu.
Şimdi siz hangi akıl ve mantıkla bu takımı protesto etme hakkını kendinizde görüyorsunuz o halde?İki gelip bağırdınız,meşale yaktınız diye her kötü gidişatta hemde bir maç boyu bunları yapma hakkı mı elde ettiniz?İşin rant boyutu konuşuluyor var-yok bilmiyorum,oralara girmek de istemiyorum.Varsa öle bi muhabbet,ona alet olduysanız zaten vay halinize.Baksanıza önce kendi değerlerine sahip çıkamayan,saygısızlık yapan bir grup var burda.Fenerbahçe tribünlerinde 10 senedir 'Hep Destek,Tam Destek' sloganları dolaşıyor.Bu slogan antrenman tesislerini basan zihniyetin tasfiye edilmesi amacının doğurduğu bi anlayıştır.Bu slogan 30.000 ortalama seyirciyi tribüne çeken,daha çok lisanslı ürün sattıran ve her alanda takımını destekleyen bir güruhun oluşmasına yol açmış bir devrimdir.İnsan utanır.Ne bileyim ben Galatasaray taraftarı olsam Pazar yapılanlardan sonra bu sezonun bitmesini dilemekten başka bişey yapmaz sus pus izler Bursa'nın şampiyonluğu için dua ederdim.
Bir de Jo'ya yapılanlar var..Sanırsınız adam geldiği günden beri yaymış afedersiniz kıçını,ne idmana çıkıyor,ne maçlarda bir varlık gösteriyor,koşmuyor,etmiyor.Bu adam daha takımdaki oyuncuların isimlerini öğrenememişken Denizli gibi,bugün küme düşmeye en yakın takım olarak gözüken bir deplasmanda sizin takımınız zorlanırken attığı golle galibiyeti getirmedi mi?Derbi maçtan sonra yaptığı alem tamam doğru ama bu adamların kültürü böyle ne bekliyorsunuz?Arda gibi Sabri gibi Ayhan gibi kaybedilen derbinin ardından boynunu bükük matem havası mı estircek evinde?Bakın yaptığı şeye doğru demiyorum,umursamaz davranması normal,özel hayatıdır demiyorum ama Jo'nun yaptığına tribünlerin tepkisi abartılıdır diyorum.Fazla abartılı hemde.
Basketbol oynadığım dönemde yıldız takım antrenörüm Murat Alkaş'ın bi sözü vardı.Sözünü uygulardı da: ''Bu salonun kapısından içeri girdğiniz anda tüm ciddiyetinizle çalışacaksınız,idman biter bu kapıdan çıkarsınız ondan sonra bakarsınız dalganıza'' Ne alakası var bir mi bu iki mevzu diyebilirsiniz?Evet bir.Aynı şeyden bahsediyoruz işte.Futbolla basketbol arasında camia olarak nasıl bir seviye farkı varsa bizim toplumun bu konulara bakışı ile Avrupalının bakışı da o derece farklı.
Basketbolla futbol arasında ne fark var oraya takılmayın sakın.Sırf sponsorlar üç büyük kulübe yardımcı oldu,biraz palazlandı ya bu takımlar,futbol seyircisi tribünlere dolunca neler oldu onları getirin gözünüzün önüne yeter anlamanıza.
6 ay için bu ülkeye gelmiş bi adama,hemde ihtiyacın da varken böyle davranman önümüzdeki sezon zaten az olan burda kalma ihtimalini tamamen ortadan kaldırman demektir.Ondan sonra neden iyi yabancı oyuncu gelmiyor diyoruz? Nası gelsin ki? Bu adam bu ülkenin 14 milyon € yu aylarca tartıştığı bir ortama kendisine 22 yaşında yaşı kadar milyon € bonservis ödenmiş bi adam olarak geldi.Onu arayıp halini hatrını soran yada ülkemiz hakkında fikir almak isteyen futbolcu arkadaşları ne duyacaklar sizde Jo'dan?
Arda Turan gibi bir adam çıkmış altyapınızdan.Fenerbahçe başkanı 15milyon € verelim demiş kendisi için alınsa adım gibi eminim büyük kesim Fenerbahçe taraftarı hiç de hayır demez bu duruma.Keşke biz de çıkarabilsek altyapıdan.Olcan'ı,Gürhan'ı nicelerini denedik olmadı.Arda'nın sarı-kırmızıyı giyerken sizleri,milli formayı giyerken bizleri heyecanlandırdığı kadar heyecan yaşatmadı bize.
Şimdi siz kalkıp bu adamı 23 yaşında öyle bunaltıyorsunuz ki adam artık kaçıp gitmek istiyor.Gitsin,gitmesin demiyorum ve gitse bu ülkeyi kendisinden önceki lejyonerlerimizin pek çoğundan iyi temsil edeceğini de biliyorum.Ama daha yarım sene öncesine kadar en azından kupa kaldırana kadar kalmak istediğini söyleyip duran bir adama,renklere aşık olan bu onurlu adama sevgilisiyle gittiği sinemayı kapattı diye,araba almış efendim plakasını da baş harflerinden yaptırmış diye saçma sapan şeyler yüzünden 'ruhsuz' başlıklı tezahüratlar yazıyorsunuz.Ya bir kere genç kardeşim bu adam.Hakediyor da aldığı parayı,varsa istediği gibi harcar ki zaten Galatasaray takımının kaptanlığına gayet uygun hareket de ediyor bi terbiyesizliğini de görmedim,nedir yani bukadar gürültü?Sen okadar yetenekliysen sen çık oyna onun yerinde ozaman!Al o paraları sen kazan bakalım napcaksın,idmandan maçtan fırsat bulduğunda evinde oturup dizi falan mı izleyeceksin yoksa ayda bir gelen fırsatı değerlendirip dışarı mı çıkacaksın..
Biraz uzun bi yazı oldu ama cidden,delicesine alkışlanan Baros çıktıktan sonra;sahaya adımını attığı anda başlayan ve ayağına her top geldiğinde ıslıklanan Jo gol atsın diye okadar çok istedim ki maçı izlerken.Uefa finalini izlerken okadar istememişimdir Galatasaraylı bir oyuncunun gol atmasını.O tribünlerdeki cahil heriflerin,ömür boyu başkalarının sözü ile yaşamaya mahkum adamların .öt gibi kalmasını,onları o halde izlemeyi okadar çok istedim ki anlatamam.Geçen hafta Selçuk gol attığında susan tribünlerden yada 'sulu derbi'de kazanılan galibiyetten aldığım zevkten daha büyük bir zevk olacaktı benim için.