Pazar, Nisan 11

Game Over! #2

Galatasaray'ın Sivas deplasmanında oynadığı maçtan sonra azcık da olsa süren umutlarının tükenişi başlıktaki gibi dile getirmiştim.Beşiktaş'ın dün akşam maça çıkarken şampiyon olabilmek adına tek şansı Trabzon-Fenerbahçe maçlarından 6 puan alabilmekti.Ancak o şekilde Bursa'nın puan kaybını bekleyebilir ve son haftada karşılaşacağı rakibiyle oynayacağı maça şampiyonluk anlamını yükleyebilirdi.

Herşeyden önce çok tempolu bir maç oynandı.Bukadar bol pozisyon olmasını beklemiyordum işin açığı.Trabzon'un asıl hedefinin hafta içi oynanacak kupa maçı olması bir nevi akılları orda,kafaları rahat düşüncesi oluşturuyordu ki biyere kadar maçın böyle tempolu olmasını bu sebeple açıklayabiliriz.

Beşiktaş Tello'nun yerine Yusuf'la başlarken,Denizli Ferrari'nin yokluğunu zaman zaman stoperlerin arasına kadar giren İbrahim Toraman'ı defansın hemen önüne çapa olarak yerleştirerek Teofilo ve Umut'u besleyecek Alanzinho ve Colman ikilisinin oluşturacağı pas trafiğini kesmeyi hedeflediği belliydi.

Yusuf oyunda kaldığı süre boyunca Serkan Balcı tarafından hemen her pozisyonda durduruldu.Keza İbrahim Üzülmez aynı şekilde.O, değil bir temasta;rakibin rüzgarı değdiğinde kendini yere atıp faul aldıran hareketlerinden gına geldi artık.Diğer kanatta Holosko'nun etkisizliğine Ekrem Dağ'ın Colman ve Alanzinho'yu yalnız bırakmama adına ileri çıkmaması eklenince Beşiktaş bu bölgelerde istediği kadar etkili olamadı.Ernst ve Fink'in kaptığı topları Uğur İnceman ve Holosko'yla buluşturup onların Bobo'yu kaçırma girişimleriyle pozisyon arayan Beşiktaş zaman zaman ofsayt bazen de çoğunlukla Egemen'in yerinde müdahaleleriyle engellendi.

Rüştü pek çoğuna göre yıllardır alışıla gelmiş bir şekilde yine bir kaç iyi kurtarış yaptıktan sonra sakatlandım numarası yaparak çıktı oyundan ancak maç sonu gelen bilgiler 1 ay oynamayacağı şeklinde.Futbolcuların lif atma gibi,kasık yırtılması gibi sorunlar yaşamasını anlarım ancak kalecilerin üstelik soğuk da kalmadığı bir kaç kez pozisyonların içinde kaldığı bir maçta degaj yaparken sakatlanmasını neye bağlamak lazım bilmiyorum.Rüştü'nün vücudu kaldırmıyor artık bu yükü desek yanlış mı olur bilmiyorum çünkü bana sanki bu yaşına gelmiş olmasına rağmen unu eleyip eleği asmaktansa tam performansla çalışan bir profesyonelmiş gibi geliyor Rüştü.Teofilo ile karşı karşıya kaldığında yaptığı iki kurtarış muazzamdı cidden.Beşiktaş taraftarının büyük kesiminin,onun kaleciliğini beğenmediğini biliyorum ama adamlığına karakterine hiçbirinin laf söylemeyeceğini de bizzat tanık oldum pek çok kere.O yüzden okadar alkış aldı bugün çıkarken,sadece kurtarışlar için değil.

Bir söz de Bobo için.Beşiktaş kulübü önümüzdeki dönemde ya Bobo'nun etkili olabileceği bir sistem bulsun,yanına adam almak olsun sistemi değiştirmek olsun yada satsınlar bu adamı.Bu şekilde oynamaktan memnun olmadığı bariz adamın.İkinci yarıda gol gelmedikçe ben Mustafa hocadan Nobre'yi almasını bekledim ancak o tercihini Serdar Özkan'dan yana kullandı.

Sonuç olarak Beşiktaş da şampiyonluk umutlarına veda etme yolunda Galatasaray'a eşlik etmiş gibi görünüyor.Bu halleriyle önümüzdeki hafta Saracoğlu'nda da pek bir varlık gösterebileceklerini hiç sanmadığımı şimdiden söyleyebilirim.Herkesin o çok korktuğu,merak ettiği ''ilk golü Bjk atarsa Fener zorlanır'' senaryosu,Beşiktaş'ın gol atmakta sıkıntı çekmesi durumu ve Fenerbahçe'nin oturttuğu savunma düzeni göz önüne alındığında nasıl gerçekleşecek onu da merak ediyorum ya neyse,göreceğiz bakalım.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...