Pazartesi, Nisan 19

Korkunun ecele faydası yok {Fenerbahçe:1-Beşiktaş:0}

Çok değil 6 hafta önce pek çok kesim takıma şampiyonluk yarışından düştü gözüyle bakmıştı.6 haftadaki değişimin gerçekleşmesi ve takımın ayağa kalkmasında en büyük pay tıpkı bugün Volkan'ın o penaltıyı kurtarmasında ve maçın kazanılmasında olduğu gibi Saracoğlu tribünlerini dolduran,inancını takımına aşılayan o taraftarındır.

Kadrolar açıklandığında beklenenin dışında görülen,hafta boyu oynayacağı konuşulan Serdar Özkan'ın yerine bu sezon 30 maçın 14 ünde forma giyen ve bunların yalnız 2 tanesinde ardarda iki hafta forma giyen İsmail Köybaşı'nı tercih etti Denizli.

Amacı ve mantığı kısaca ''rakibi durduralım da 90 dakikanın bi yerinde kazara bitane sıkıştırırsak 1-0 yeneriz'' olan taktiği Beşiktaş'ın son 5 sezonda en çok çektiği oyuncuların başında gelen Alex,bu özelliğini sürdürerek bozunca özellikle ilk yarı Beşiktaş hiç varlık gösteremedi.

Alex konusuna bir parantez açmak gerekirse, 5 sezondur bu ligde oynayan bir adamın her nekadar zaman zaman yaşından da kelli ağır kalsa da bunu zekasıyla bertaraf ettiğini defalarca kanıtlamış olmasına rağmen onun başına ısrarla adam adama savunacak birilerini diken teknik direktörlerin mantığını tartışmak gerekir.Hele Alex'in başına dikilen adamın İbrahim Toraman gibi zekadan yoksun,fizik mücadeleye dayalı özelliklere sahip bir adam olması ayrı muamma.

Erken gelen golün planlarını alt-üst ettiği Beşiktaş'ın organize atağı geçtim mücadele anlamında bile aksadığı ilk yarıda Guiza'nın rakip defansa uyguladığı preste başarılı olsa da müsait durumlarda topu dışarı attığı pozisyonların birinde başarılı olsa ikinci yarı Fenerbahçe adına daha rahat da geçebilirdi.

İkinci yarı benim son dönemlerde gördüğüm ve stadda olan arkadaşlarımın benimle paylaştığı 10-15 dakikalık 'Fener gol gol,şampiyonluk geliyor' tezahüratı ile başladı.Ancak oyuna baktığımızda Beşiktaş'ın yine organize olmasada oyunu dengeledeğini görmek mümkündü.

Lugano'nun eline çarpan topa penaltı vermeyen Göçek bu yanlışının etkisinde kalarak zaten şutunu çekmiş olan futbolcuya Bilica'nın kontrolsüz girişine penaltı verdi ki bence tartışılır bir karardı zira dediğim gibi oyuncu vuruşunu yaptıktan sonra geldi müdahale.

Bilica'ya postun sonunda ayrı bi paragraf açacağım zaten ancak Bobo topun başına geldiğinde tribünlerden gelen uğultunun o vuruşu göstere göstere yapmasında ve Volkan'ın kurtarmasında etkili olduğunu kimse görmezden gelemez.Ki kurtarılan penaltı sonrasında Fenerbahçe'nin son haftalarda en iyi yaptığı şeyi daha da moralli olarak yapıp Beşiktaş'a net sayılabilecek pozisyon dahi vermemesini;penaltıya,Bilica'nın beyaz noktayı kazımasına takılanların gözden bukadar kolay kaçırmalarını da anlayamıyorum.

Zira dün sahada olan Fenerbahçe takımının o inanç ve istekle o penaltı gol olsaydı dahi 2.golü bulamayacağını iddaa edebilecek olan var mı merak ediyorum.Varsa eğer böyle biri yarın maçı tekrar izlesin Beşiktaş'ın en net ve yegane pozisyonunun penaltı vuruşu olduğunu görecektir.

Maçtan sonra belki ilk kez bukadar tepkili olduğunu gördüğüm Denizli'nin çıkardığı kadroyu korkaklık olarak nitelendirenler oldu.Kimbilir Alex'in golü olmasa Denizli Fenerbahçe'yi en azından durdurma konusunda başarılı olsa haklı çıkabilirdi.Ancak şu sonuçta 'korkunun ecele faydası yok' söylenecek en doğru söz olur Mustafa hoca için.Holosko'yu almak için 85'e kadar beklemesi,ikinci yarı tonla top kaybı yapan Fink'e ısrarla tahammül etmesi de bir hafta boyunca konuşulacak terihleridir.

Sami Yen'de Galatasaray'ı mağlup etmesinin ardından Fenerbahçe'nin şampiyonluğu için ortaya çıkan iki koşul vardı.Biri Beşiktaş maçında en azından yenilmemesi,ve kazanması halinde haftaya Galatasaray'ın Bursa'ya çelme takmasını bekleyecek olmasıydı.Bunlardan ilki gerçekleşti.Haftaya bence sürpriz çıkmayacak olan maçta Galatasaray Bursa'yı beklenenden de kolay mağlup edecektir.Zira Bursa'nın son 3 hafta oynadığı oyunu FM oynayanlar 'Gung-Ho' taktiğine benzetebilirler.Cuma günü de,iyi güzel çok istekliydiler ancak attıkları gol auta gidecekken defansın ayağına çarparak kaleye girdi,üstelik bu golle devre arasına girmeleri de artı moraldi takım için.Sami Yen'de bu anlayışla olurlarsa hezimete uğrarlar diye düşünüyorum.Aksi olur mağlup ederler Galatasaray'ı, ozaman ben burda Beşiktaş Fenerbahçe ve Galatasaray'ı deplasmanda mağlup ettiler tertemiz şampiyonluk,haklarıdır derim.

Gelelim Bilica'ya.Sene başından beri savruk hali,gereksiz davranışları,sertlikleri pek çok Fenerbahçe taraftarını çileden çıkarmıştı zaten.Tamam son haftalarda bir uyum sağladılar Lugano ile ancak bugün penaltıdan önce,hele hele sarı kart gördükten sonra yaptığı o gereksiz kazıma hareketi Bilica'nın hala Sivasspor'da oynayan bir futbolcu mantığına sahip olduğunu gösterir.Ki kendisni aldıktan sonra Sivasspor'a gönderilen Yasin Çakmak'ı öküz,ayı gibi sıfatlarla ananların arasında bugün Bilica'nın yaptıklarını savunanlar da var.Asıl Yasin olsa bugün Bilica'nın yerinde bu yapılan saçmalığın bu formaya bu kulübe yakışmayacağını bilirdi.Fenerbahçe yönetimi Bilica'yı,Edu'nın sakatlığı sonrasında zaman darlığı ve maliyetinin düşük olması sebebiyle 1-2 sezonluğuna almış olsa gerek,öyle umuyorum.Tez zamanda kulüpten gönderilmesi yapılacak en doğru iş olur.Herkesin bir araba laf ettiği,çok sert çok çirkef oynuyor dediği Lugano bile topladı kendisini,bu adam bi sene daha kalırsa kulübün başına bela olacağı ortadayken yönetimin kendisiyle yolları ayırması gerekir.

Hakem Hüseyin Göçek için söylenecek söz yok.Hem verdiği hem vermediği penaltı,bir maçta 50 kere aynısı yaşanan pozisyonlardan birinde Wederson ile Toraman'a kırmızı kart vermesi maçı kaldıramadığını bariz göstergesidir.Beşiktaşlı olduğu ortada bile olsa Fırat Aydınus'un yada pek çok kez Fenerbahçe taraftarının da şikayetçi olduğu Cüneyt Çakır yönetseydi bukadar konuşulacak kararlar vermezdi diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...