Navarro ve Mickael gibi iki çok önemli oyuncusundan yoksun Barcelona'yı Sinan Erdem'de yenmek mantık olarak olasıydı.Tabi orada maçın kazanılmasını sağlayan işlerin burada da tekrarlanması halinde mümkün olabilirdi bu.
İspanya'da kusursuza yakın bir savunma sergileyen takım maça öyle kötü savunmayla başladı ki direk 12-4 lük seri ile 8 sayı geri düştü.Seri sonrası skor kafa kafaya olsada,2.çeyrek bir ara farkı kapatsak da o 8 sayı artmış bir şekilde devrede de skora yansımıştı 40-28.
3.çeyrekte savunmayı sertleştirp özellikle Ukic'in de isabetleriyle iyi bir geri dönüşle farkı 3 sayılara kadar indirsek de bir türlü altına inemedik.
Barcelona da Rubio asistleriyle resmen bir Xavi bir Inıesta edasındaydı.Skora katkı sağlamasada Navarro'nun yokluğunu takımı oynatma açısından hissettirmedi.Takım olarak çok sert savunma yaptılar.İlk ve son çeyrekte hücum etmekte sık sık zorlansak da totalde Barcelona takımından daha çok atış şansı bulduk ama onlar az sayıda elde ettikleri fırsatları daha yüzdeli sokmayı bildiler.
Kaya sonrasında toparlasa da maça kötü başladı.Vidmar'ın yokluğu illa ki etken fakat tek etken olarak kabul edilemez.Biz biraz sanki deplasmanda yendik,eksikleri de var içerde de yeneriz havasına girdik gibi.Maçın başında 8 sayılık fark gelince de noluyoruz?! olduk sonrasında da kovalamakla geçti kalan süre.Ukic devreden sonra daha etkiliydi,yorulup çıktığı zamanlarda Greer ve özellikle Kinsey önceki maçlara nazaran daha etkisiz kaldılar.
Şans biraz yanımızda olsa,yemediğimiz hücumların ardında çoğu zaman kolay şutları kaçırmasak,hakemler evsahibi toleransını en azından 1-2 pozisyonda gösterebilseydi kazanabilirdik de ancak 6 sayıyla kaybederek 8 sayılık galibiyetin rövanşında avantajı korumak açısından önemli oldu.
Fenerbahçe için asıl hedef dışardaki Siena maçıydı zaten.Şu maçta da averajı lehimize çevirdikten sonra o maça kadar kendi eksiklerimize ve rakibin avantajlı taraflarına odaklanarak hazırlanmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder