Salı, Şubat 23

Fenerbahçe:2-Bursa:3{Pazartesi Sendromu}




Hakan Şükür türk futbolunun en büyük golcüsü değil midir?Öyle kabul edilmez mi?Kim ne derse desin,sorulduğu zaman kim var türk futbolunda diye ilk onun adı söylenir..Peki Hakan Şükür yine türk futbolunun en çok küfür yiyen adamı da değil midir?Öyledir!

Ben Guiza'ya olan sitemlerimi çokça belirttim.Lille maçından hemen sonra o sinir bozukluğunun getirdiği celallenme ile adama odun bile dedim.İyi halt etmişim.Hatta Ariel Ortega'nın insan evladı mısın? başlıklı postuna Bursa maçıında stadda olcağımı ve umarım Semih tek yada Gökhan'la beraber oynar demiştim.
Metrobüsle maça gitmek taraftarların düşüncelerini görmek açısından iyi oluyor.Kimileri tutturmuş bir şeyi sürekli onu söleyip duruyor.Kimileri de çok mantıklı tespitte bulunuyor. Taraftarların çoğu bu adamı izlemek istemiyor.Bu çok normal.''Golcü dediğin çalım atacak abicim bir kere'' diyen de var,''Karşı karşıya kaçırmayacak artık,atacaksın kaleyi gördün mü'' diyen de.

Bu konuşmaların stad dışında yapılması normal olanı.Siz kalkıp zaten takıma,taraftarlara beklediği şeyi;golü veremeyen ve bu yüzden yaşadığı özgüven eksikliği ile zaman zaman ne yöne gideceğini ne yapacağını şaşıran bu adama 'yuh' çeker,Semih Semih! diye bağırırsanız o gol kaçırdıkça ona değil formaya hakaret etmiş olursunuz.30 resmi gol atmış Guiza 2 yılda.30 dan fazlasını da kaçırmıştır,kaçırabilir ama kendisi hepimizden çok istemiyor mu atmayı sizce?Bilerek mi kaleciye vuruyor sanıyorsunuz?Bu kulüpte çok benzer şeyler Kezman için yaşanmışken neden kimse aklını başına alıp ta bu yapılanın yanlış olduğunu anlayamıyor? Bu adamı istemiyorsanız onu getiren yönetime serzenişte bulunacaksınız.

Guiza değil miydi 12 gün evvel Bursa'da turu getiren son dakikada?O değil miydi Trabzon deplasmanından galibiyetle dönmemizi sağlayıp liderliğimizi tayin eden?Dün yapılan ayıptır,yakışmamıştır.

Son haftalardaki puan kayıplarına eksiklerin de eklenmesi ile ben zor bi maç bekliyordum.Öyle olmadı aslında takım iyi ve istekli bi oyunla başladı.Lille maçında 2.golde yaptığı hatalı kafa vuruşu hariç hatası bulunmayan ancak maç sonrası ipe götürülme noktasına gelen Deniz ve Bilica'nın hatasız oyunu Emre'nin insanüstü mücadelesi Alex'in önderliğinde buluşunca 20 dakikada iki gol bulup Lille rövanşı öncesinde hem takım hem tribünler rahatlamış ve mutluydu.

Bursa takımının şampiyonluk umudundan,işte eksik Kasımpaşa maçını kazanması halinde farkın 1 puana ineceğinden falan bahsediliyor ya bunlara inanlara aferin gözlerinizi pek güzel boyuyorlar.Dün stadda olsaydınız Bursaspor takımında Volkan Şen,Ali Tandoğan gibi isimlerin nasıl yere düştükten sonra hakemin oyunu durdurmasını beklediklerini sonra bir anda kalkıp depar attıklarını görürdünüz.Yada Volkan Şen'in Alex'in boynuna kasıtlı olarak nasıl vurduğunu sonra afedersin yanlışlıkla oldu tarzı yalandan özrünü görebilirdiniz.

Bursa ilk yarı gol dışında hiçbirşey yapmadı.İkinci yarıda Fenerbahçe oyundan düştü.Bunun nedeni özellikle Cristian'ın kötü olmasıydı.Takım top kaptığı zamanlarda Alex tıpkı tribünlerin bağırdığı gibi çıkın çıkın! diye yırtınıyordu ancak Özer'in sakatlanmasından sonra sağ açığa kaydırılan Gökhan'ın alışkanlık olarak sürekli sağ beke kadar gerilemesi,Wederson'un maç sonunda yüzünden anlaşılan yorgunluğu ve Santos'un da durgunlaşması ile geriye bir tek Emre kalıyordu.Çünkü Cristian Emre'ye destek olup takımı ileriye taşımas ıgerektiği yerde ceza sahası yayı civarını kendisine mesken edinmişti.

Bu durum 50-60. dakikalar arası kendisini göstermeye başladı ama Daum yapacağı Cristian-Selçuk değişikliğini neden olduğunu cidden mantığımın almadığı şekilde düşünmedi.Allah'ın sopası yok derler ya aynen öyle.Özer bi sakatlıktan çıkıyor öbürü denk geliyor.Sağ açıkta Manisa maçında sanırım Gökhan geçmişti o bölgeye dün de aynısı oldu.İnsanlar maçtan sonra Kazım'ı neden gönderdiler diye yırtınıyordu?Bi noktada haklılar aslında çünkü Özer'in sezon başından beri kanatta verimli olamadığı ortada.Bir de Gökhan'ın orta yapmakta ciddi problemleri var kaç tane yaptıysa neredeyse hepsi rakibe gitti,özel çalışma mı yapar ne yapar bilemiyorum ama Galatasaraylı Sabri'ye koşuyor koşuyor da orta yok bişey yok diyordu herkes Gökhan da bu gidişle ona benzeyecek.Solda Santos bek önünde Wederson olunca Santos'un daha verimli olabildiğini burdan çok kez söyledim dün de görüldü.Özellikle ilk yarıda soldan çok kez etkili oldu takım.Ali Tandoğan'ın da çok kez kendini kaptırıp orta sahaya kadar kaymasının da etkisi vardı tabi bunda.

Bilica'nın 2 kez direk rakibe attığı topun yanısıra bir pozisyonda Volkan'a geri pas vereceğim diye kaleye şut tarzı bir vuruş yapması taraftarı çileden çıkardı.Yazın yerine acilen Lugano'yu tamamlayacak Tomas tarzı ne biliyim Cannavaro tarzı çabuk bir stoper lazım.Bilica zaten 31 yaşında ve uzun dönemde kendisiyle ligde dahi sıkıntılar yaşanmaya devam edecek bu bariz.

Lille maçı ya bu kaosa meyilli durumun ortadan kalkması adına bir dönüm noktası olacak ki hepimizin umudu budur.Aksi halde taraftar desteğini orda göstermez ''Fenerbahçe çubukludur!Şimdi çubuklu zamanı'' demezse işler iyice sarpa sarıp sezon şimdiden tehlikeye girebilir.Fenerbahçe'nin Avrupa'da başarı özlemi açısından önemlidir Lille maçı ancak,eğer takım sakatlıklardan kurtulamıyorsa bukadar sık maç trafiği zorluyorsa takımı elenmek belki de takımın hem mental hem fiziksel olarak hem de ligin geleceği açısından yararına dahi olabilir.Bekleyip göreceğiz.

Maçlar kaybedilir,şampiyonluklar kaybedilir ve bunlar unutulmaz.Tıpkı dün Mustafa Keçeli'nin sonradan oyuna girerken taraftarlar tarafından güzelce! anılması gibi.Ancak Fenerbahçe taraftarı akıllı olmalıdır.Geçmişte Rüştü'nün Ümit Özat'ın Kezman'ın yaşadıkları ders olmalıdır.Çubukluyu giyen sahada her kimse bu kulübün kutsalıdır bu kulübün değeridir.İsterse Antigua'dan gelmiş olsun bu formanın büyüklüğünü onun için vermesi gereken mücadelenin farkındadır.

(Fotoğrafların üstüne tıklayarak büyük hallerini,diğer fotoğrafları da blogun facebook sayfasında görebilirsiniz)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...