Pazartesi, Şubat 28

Ligde Dengeler Değişti

Ligin 23.haftası sonunda zirvede ve dipte değişiklikler oldu.Lider değişti.Fenerbahçe 2 haftadır yeni hocasıyla galibiyetler alan Kasımpaşa'yı ağırladığı maçta ligin ikinci yarısındaki ilk 5 maçta gösterdiği oyununda düşüş gösterse de 2-0 kazanmasını bildi ve Trabzonspor'un evinde ligin kaliteli takımlarından Kayseri ile 3-3 berabere kalarak 2 puan bırakması ile ligin yeni lideri oldu.

Düşme potasında da değişiklikler oldu.2,5 yıldır tatiller haricinde 4-5 haftada bir yaptığım 1 haftalık kaçamaklar haricinde bulunduğum için ister istemez bir bağlılık oluşan Sivas'ın ligin ikinci yarısı itibariyle yeni transferleri ile birlikte oynadığı etkili futbol bir kaç haftadır yaşanılan şanssızlıklarla kaybedilen puanların ardından sonuç verdi ve evinde iyi de bir oyunla Manisaspor'u 4-2 devirerek kendini ateş hattının üstüne atmayı başardı.

Cumartesi akşamı Fenerbahçe'nin geçen hafta sakatlıkları olsa da forma giyen Gökhan-Emre ikilisinin dinlendirme amacıyla oynatılmaması bekleniyordu.Bekleyenler yanıldı,tabi Aykut hoca idman performanslarını görüyor,oyuncularla görüşme de yapmıştır nasıl hissettiklerine dair falan ama bir yıpranma olduğu kesin,bunu özellikle Gökhan'ın ileri çıkışlarındaki azalmadan görmek mümkün ve hem dinlenmeleri hem de Gökay-Okan gibi oyuncuların forma şansı bulması açısından bir fırsat olabilirdi.

Maça baskılı başlayan Fenerbahçe Kasımpaşa'nın sahaya iyi dağılan takım savunmasıyla karşılaştı.Kilidi açan isim 7.sezonunda belki de bu forma altındaki en etkili dönemini yaşayan Alex oldu.Kalecinin de 1.5-2 metre kadar açık olduğunu görünce biraz da aşırtma sayılabilcek bir kesme ile frikiği gole çevirdi.Kasımpaşa'da Dimitrov ve Varela ikilisi etkili isimler,maçın kendileri açısından kırılma anında penaltıyı gole çeviremeyen Azar'ı kaçırma amacıyla araya attıkları toplarda da Yobo-Lugano ikilisi yerinde durarak bu pozisyonların oluşmasını engellediler.

İkinci yarıda Dia'nın Niang ile ceza sahası içindeki verkaçı Kasımpaşa'nın ligin son sırada olmasının resmiydi sanki.Kaçan penaltı ve ardından gelen gol Kasımpaşa'yı mental olarak da düşürdü.


Trabzon-Kayseri,lig sona erdikten sonra bile hatırlanacak kadar keyifli bir maç oldu.Trabzon'un henüz maçın başında golü bir geri pası sonrası kalecinin topu uzaklaştıramaması sonucu bulması 2 hafta evvel aynı şekilde aynı zamanlarda Fenerbahçe'nin bulduğu gole 'şaibe' imaları yapan Trabzonspor başkanı Sadri Şener'e Allah'tan gelen bir tokat gibiydi.

Kayseri'de Kujovic-Amrabat-Ziani üçlüsü çok etkili.Deplasmanlarda etkili olamıyorlar,Trabzon süpürür vs öngörüleri vardı maç öncesi gel gelelim bence maç boyunca Trabzon'dan daha oturaklı bir düzende olduklarını söylesek yanlış olmaz.Selçuk'un yokluğunda sahada yer bulan Alanzinho yetenekli bir oyuncu fakat iş yapmadığı apaçık.Saha içi liderleri kuşkusuz Jaja.Colman formsuz,arkadan Cale etliye sütlüye karışmayan tipte bir isim.Serkan varıyla yoğuyla mücadele ediyor.Olduğu zamanlarda Egemen öyle.Jaja'nın aklı sahadaysa,konsantre olursa muazzam işler yapıyor gerçekten izlerken zevk veriyor.Trabzon'un Yattara'dan hala birşeyler beklemesini anlayamıyorum açıkçası.Çalım çalım çalım nereye kadar?Bitirici vuruş 10 pozisyonda belki 1 kez geliyor,asist niteliğinde pas neredeyse hiç yok.Burak son haftalarda oyunundan çok ikili mücadelelerde sürekli kendisini yere bırakmasıyla gündemde.Dün de ceza sahasına girerken rakibinin ayağına basmasına rağmen kendini yere atması cabası.Ne zaman son bulacak bu halleri bilemiyorum.Keşke sene başında 'Burak adam oldu' dedirten halinde olsa da o iyi fiziğini oyunuyla birleştirse.Hem takımı için hem milli takım için faydalı olabilecek bir isim sonuçta.

3-2 olduktan sonra Trabzon seyircisinin susması takıma güven sorunun işareti midir,beklentiler çok mu yüksek bilmiyorum ama doğru değil.Maçın skoru 3-3 oldu ama Kayseri'nin Mehmet Eren'in girdiği pozisyonda bariz penaltısının verilmemesi gözden kaçmamalı.

Lider değişti.Trabzonspor evet belki ligin ilk yarısında puan farkını açtığı fikstüre giriyor ama bu kez deplasmanda oynayacağı zorlu maçlar var.Fenerbahçe'nin önümüzdeki hafta uzun bir süre sonra Pazartesi oynayacağı maçta iyi bir form yakalayan Gençlerbirliği maçı çok önemli oradan sağ çıkılıp sonrasında İnönü'de gösterdiği performansı TT Arena'da gösterirse önünün çok açık olduğunu düşünüyorum.Uzun süredir beklenen liderlik geri geldi ve Kasımpaşa maçında oyundaki düşüşün farkında olan oyuncular bu liderliği geri bırakmak istemeyeceklerdir.

Pazar, Şubat 20

Beşiktaş:2 - Fenerbahçe:4

Derbilerin klişeleri vardır.Çok favori olan çok formda olan takım genelde! kazanamaz.Kaybetmesi çok olası olan,formsuz bir gidişat içinde olan takım genelde derbide extra motive olur ve herkesi şaşırtan sonuçlar alabilir.

Bu akşam belki de tüm bu klişelerin geçersiz kaldığı bir maç izledik.Çok keyifli,heyecan dolu,herşeyin var olduğu bir maç oldu.

Gökhan Gönül'ün kas yırtığına ve Dia'nın ve Emre'nin hafta arası bir kaç idman kaçırmalarına neden olan sakatlıklarına rağmen sahada yer almaları Fenerbahçe için avantajdı.

Beşiktaş'ta ise Schuster yabancı kontenjanı nedeniyle kadro dışı tercihlerini Sivok-Bobo olarak kullandı.Burada Fernandes ve Ernst gibi iki benzer özellikli oyuncuyu aynı anda kadroda bulundurması ve halen lige ve takıma adapte sorunu gözlenen Almeida'yı tercih etmesi eleştirilir şeylerdi.

Fenerbahçe'de Beşiktaş ve Galatasaray derbilerinin duran toplardaki kafa ve uzaktan golleriyle efsanesi haline gelen Selçuk daha maçın başında vuruşuyla olmasada ortalığı karıştırması ve gole sebep olmasıyla meydandaydı.

Fenerbahçe'nin son yıllarda sıkça yaptığı nadiren ve çoğunlukla ev sahibiyken işe yarayan ama özellikle deplasmanlarda sıkıntıya düşmesine neden olan öne geçtikten sonra geri yaslanma taktiği ilk yarının 30'lu dakikalarına kadar iyi işledi aslında.Geri yaslanan takım özellikle Dia-Santos ile soldan iyi işledi ve pozisyonlar buldu.Maçın 3 kritik anından 1'i olan Dia'nın direkten dönen topu o sıralarda gol olsaydı maç Fenerbahçe için daha rahat seyir edebilirdi.
Ekrem'in 50 kere vursa 2.bir kez daha o noktadan kaleye sokamayacağı kaleye bakmadan çektiği şut yarının son anlarına denk gelince devreye sıkıntılı giren Fenerbahçe oldu.Beşiktaş 2.yarıya daha istekli başlayacaktı öyle de oldu,bu kez 2.yarının 3.dakikasında kullanılan serbest vuruş barajdan sekti Yobo öne çıkmakta abartıp Toraman'ı unutunca onun önüne düşen top Beşiktaş'ı öne geçirdi.
2-1 den sonra Fenerbahçe önde etkili olmaya çalışırken çok pozisyon verdi ve bu sırada Almeida'nın karşı karşıya atamadığı,Volkan'ın çıkardığı top maçın 2.kırılma noktası oldu.Hemen ardından bir kaç pozisyon önce Lugano'yu al-aşağı eden Ferrari'nin bu kez hırsına kurban olup dirsek atması hem kendisini oyun dışı bıraktı hemde kazanılan penaltıyla Fenerbahçe eşitliği de sağladı,ibreyi de kendine çevirdi.Ki bu maçın son ve en önemli kırılma anıydı.

10 kişi kalan Beşiktaş'a karşı doğru paslarla,sakin sakin yüklenen takım kısa süre sonra 3 ve 4. golleri Alex'in ayağından buldu.Kalan 20 dakika Beşiktaş taraftarı için en sıkıntılı anlarıydı maçın.

Önceki takımlarıyla Beşiktaş ile oynadığı maçlarda 9da 5 yapan Aykut Kocaman bir galibiyet daha ekledi serisine.Geri düştüğünde Semih'i hazırlayan,öne geçince ise kontrolü ele alan değişiklikler düşünerek maça hakimiyetini gösterdi.İlk yarı takımı geri çekti eleştirilerine katılmıyorum kaçırılan pek çok pozisyon var.Alex ise maçın yıldızıydı.Onun karakterini oyununu çocuklarımıza anlatabilecek olmamız,onu izleyebiliyor olmamız büyük şans.

Fenerbahçe formdaydı,2.yarıya 4te4 ile başlamıştı,inançlıydı;Beşiktaş ise sıkıntılı,formsuz,şampiyonluktan uzak.Tek motivasyonları rakiplerinin gücüydü o da biraz da şanslarının yardımıyla maça geri dönmelerini sağladı.Klişelerin yalan olduğu,formda ve favori olanın kazandığı bir derbi izledik.

Beşiktaş yönetimin ve teknik kadronun biz yıldızları getirdik,biz dünya takımıyız,bizi tüm dünya izliyor konuşmalarındansa,bu yıl nerde hata yaptık önümüzdeki yıl neler yapmalıyızı tartışmaları gerek zannımca.

Fenerbahçe ise bu sürecin başlangıcını sağlayan;herkesin iyi oynamadan dediği ama takımın üstündeki stresi atma unsurunun bunda en önemli etken olduğunu unutarak söylediği Antalya maçından sonra Trabzon maçı ile birlikte en zorlu olarak görülen virajı döndü.Bundan sonra ipler bir nebze daha da olsa takımın elinde eğer hata yapmazlar bu inanç ve form seviyesi ile şampiyonluğun en büyük adayı oldukları bir gerçek.

Bu galibiyet Cuma günü kendi stadları önünde cop yiyen,biber gazı soluyan,küfür yiyen İnönü'de yer alan tüm Fenerbahçe taraftarına armağan olsun.

''Ne Kadar Anası S...... Varsa Toplanmışlar Buraya''



Nerden başlasam bilemiyorum.Cuma günü satışa çıkacağı söylenen Beşiktaş-Fenerbahçe maçı biletleri için şehir dışından gelenler için Perşembe sabahı belki de daha evvele dayanan hikaye Perşembe öğleden sonra ufak ufak başlıyor.

Stad çevresinde toplanan taraftar bir otobüs ile birlikte Samandıra Can Bartu Tesisleri'ne geliyorlar,takıma baklava dağıtıp maç öncesi son kez destek oluyorlar dönüp son yemeklerini yiyip sıraya giriyorlar gişeler önünde.Akşam kameralar geliyor çektikleri cefayı görüntülemek için,vakit geçirmek için yaptıkları gibi basıyorlar tezahüratı.Şakalaşmalar,muhabbetler derken saatler geçmek bilmiyor.Yağmur yağıyor gece,aldırmıyorlar,taa uzaklardan onca yol gelmişler o yağmur altından yorgunluktan bitap düşüp uyuya kalanlar oluyor sırada buldukları bir boşluğa kıvrılanlar arasında.Sabah oluyor.Yoğunluk artıyor.Yandan girerek kaynak yapanlar sıranın genişlemesini sağlıyor ama düzen bozulmamaya çalışılıyor.Bir tarafta polis barikatı diğer yanda bildiğimiz karton koliler.Koli bandıyla bantlanmış koliler! sırada tutuyor onları.Sıranın kalabalıklaştığını görenler sabahın erken saatlerinde polis çağırıyor,polis zahmet edip saatler sonra geliyor olay yerine.Ve işte olay orda patlak veriyor.

O saate kadar,grup liderlerinin önderlik ettiği uyarılarla sırayı koruyan taraftar polis gelince nolduğunu anlayamadan copları kafalarına,biber gazlarını yüzlerine yiyorlar.Yetmiyor 12 saati aşkın süredir aç,yorgun sıra bekleyen,pek çoğunun 24 saatten fazladır bu işe zamanını verdiği yaklaşık 1500-2000 kişilik gruba ''ne kadar anası s...... varsa toplanmışlar buraya'' cümlesini işitiyorlar.Hepsinin bir sıfatı var artık ''anası s......'' . Polisin coplamalarından oluşan yığılmalar sonunda düşen,yaralanan taraftarlar oluyor,yetmiyor düzen sağlamak için gelen polis bu işi;sırayı sabitlesin diye duran barikatları kaldırıp taraftarın üzerine savurmakla sağlamaya çalışıyor.

Onlar susuyor.Bilet dağıtma işlemi başlıyor.Bu sefer yeni bir düzen sağlama yöntemi geliyor: ''grupçular,pis sakallılar,kapüşonlu swetshirt giyenler,atkı takanlar ve hatta takımı desteklediğine işaret eden herhangi bir ürün kullananlara bilet verilmemesi'' emri geliyor.İnsanlar bir kez daha yaftalanıyor orda.''Arkalarda,temiz yüzlü,kıvırcık bi oğlan vardı,nerde o alın onu sıraya'' sözü geliyor.Düzen böyle sağlanıyor.Herkese bilet yok orda.Bu ve bu tür olaylar silsilesi sonunda ailesini,işini,okulunu,zamanını geride bırakan taraftar dayak yiyor,küfür yiyor,cop yiyor içlerinden bilet alanlar belki şanslı ama alamayan renkdaşları için üzülüyorlar onlar da.Düzen böyle sağlanıyor işte.

Bunu Fenerbahçe taraftarı olduğum,sarı-laciverte gönül verdiğim için söylemediğime emin olun.Bunu türk futbolunda deplasman maçlarına giden tüm taraftarlar için söylüyorum.Keşke ben de bu insanların arasında olabilsem diye çok iç çekmişimdir.Türkiye'de ki deplasman taraftarına sürekli çirkef,kavgacı,şiddete yönelik sıfatları yapıştırılıyor.Kimse de çıkıp demiyor ki bi dakika kardeşim.Kimse de o copları indiren polise çıkıp sormuyo ki ya bi dur bakalım ne istiyor bu adamlar?

Bu taraftarlar sahipsiz mi?Uğruna onca cefayı çektikleri kulüpleri neden bir temsilci çıkarıp o kaos ortamında yol gösteren yatıştıran görevini üstlenmiyor.Ama Manisa deplasmanıydı sanırsam gidip taraftara ''aman madde atmayın küfür etmeyin saha kapanır'' uyarısı yapmayı biliyorlar.Bu adamalr kendi kulübünün kendi stadının önünde şiddet görüyorlar.Üstelik hepsinin niyeti ortak.Sıraya girmişler ve o biletler bitene kadar sıranın kendilerine gelmesini değil 12 saat 112 saat bile beklemeye niyetliler.Bu işin daha ''insani'' yolları yok mu anlamak mümkün değil.

Taraftarı kimse umursamıyor bu ülkede.Yolunacak bir kaz,kavgacı,şiddet yanlısı,manyak herifler olarak görülüyor hepsi.Maraton tribününün 20 lira olduğu yerde deplasman için ayrılan kale arkasının 65 lira,başka takıma 30 lira olan tribünün büyük takım taraftarı gelince 90 lira olarak sezonluk kombineye eşdeğer geldiği bir ligi izliyor ve yaşıyoruz.Ve sesimizi çıkarmıyoruz.Susmaya devam ediyoruz.Biz sustukça onlar bize türlü türlü sıfatlar yakıştırmaktan,şiddet uygulamaktan,hiçbir hukuka sığmadan adam seçmekten,göz altına almaktan çekinmiyorlar.

Sivilde karşı karşıya kalsanız yüzünüze bakmaya cesareti olmayacak tipte adamlar sırf o üniformayı giymenin gücüyle! her türlü terbiyesizliği yapma hakkına sahip oluyor.Üstelik bu adamların;tribüncü! grupçu! olarak adlandırdıkları taraftarlara şiddet uygulamak en büyük zevkleri kimilerine göre.

Son olarak İtalya'da 2 yıl kadar önce birbiriyle taş,sopa,molotof kavga eden Roma ve Lazio taraftarının polis gelince birlik olup polise karşı durduğunu hatırlatmak sanırım taraftarlar olarak hepimizin bazı şeyleri anlaması için yeterli bir örnek.Olaylardan zarar görenler arasında bireysel olarak Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazanlar olmuş ama kimi kime şikayet ettikleri ortada.Bu işin değişmesi,düzelmesi,son bulması için 'futbol yöneticisi' sıfatlı havalı abilerin o kulüp genel kurullarında,Kulüpler Birliği toplantılarında bu mevzulara en elzem dereceden yer vermesi gerekiyor.Biz sesimizi çıkarmaz,biz olan bitenlere sessiz kalmaya devam edersek daha çoook hayvan muamelesi göreceğiz malesef.Kendine ne renkten olursa olsun taraftar sıfatını yakıştıran her birey bu olaylar karşısında az veya çok bir şekilde,bir ortam üzerinden tepkisini lütfen! ortaya koymalıdır diye düşünüyorum.Çünkü bu işi tanımlamaya ''insanlık suçu'' haricinde bir laf yakıştıramıyorum ben.



Konuyla ilgili o sırada yer alan iki taraftarın yaşadıkları için buraya ve şuraya göz atabilirsiniz.

Vukuatların son raddeleri ise şuradan izlenebilir.

KfY grubunun olaylarla ilgili açıklaması

Cumartesi, Şubat 19

Cumartesi Kuponu

Fa Cup'ta 1-1'in tekrarında Chelsea Everton'ı ağırlayacak.David Moyes bile Everton'ın son yıllarda gösterdiği en kötü performansı sergilediğini dile getirdi hafta içinde.Sezon başından beri gol atmakta sıkıntı yaşıyorlar,Leeds'ten gelen Beckforfd'ın pişmeye ihtiyacı var üstelik yarınki maçta takımın en büyük ve bana göre yegane yeterli kalitedeki gol umudu Saha oynamayacak.Jack Rodwell bir diğer eksik.Everton'ın bu formsuzluğunun aslında normalde ters geldiği rakibi karşısında bu kez bozulmayacağını ve Chelsea'nin gol dahi yemeden kazanacağını düşünüyorum.

Galatasaray toparlanmaya başladı.Sakatlıkların dönmesi,yeni isimlerin adaptasyonu sağlamasıyla birlikte,zirve stresinden uzak takımın yavaş yavaş yoluna girmesi normal.Rakip de çok müsait.Üstelik Buca'nın da as kadrodan eksikleri var.Galatasaray'ın maçı ilk yarıdan öne geçerek handikaplı kazanacağını düşünüyorum.Buca'nın eksikleri var gol bulurlar mı bilmiyorum ancak maçın 4-6'ya gitmesi süpriz olmaz kimse için.

Madrid evinde zayıf Levante'yi ağırlıyor.Aslında Şampiyonlar Ligi arefesi çok sıkmayabilirler endişesi var ama sıkmasalar bile şu maçın üçlük olması lazım.

Bir basket maçı eklemek istedim ve aslında üstünde en çok durduğum seçim bu oldu.Efes Pilsen ms handikabı(5.5) çok düşük ve ms2 olmaması işten bile değil ama Madrid yenilgisi moralsizliği Ksk'nın formsuzluğuna rağmen endişe yarattı.Trabzon-Oyak maçı hele Oyak'ın en skorer oyuncusu geri de dönüyorken 150.5 sayıdan üst olmalı ki bu ilk düşündüğüm maçtı vazgeçtim sebebi de düşük profilli takımların yüksek şut yüzdesi ile oynamasına çok kolay güvenemememden.Telekom formda takımlarından oldu ligin.Son 10 maçlık periyoda bakılıp hazırlansa bir tablo 3 yada 4. sırada yer alırlar.Savunmaya daha çok önem vermeleri Antalya ile oynayacakları maçta 158.5 aşılmaz gibi geldi bana ama orda da Antalya'nın zaman zaman yüksek skor bulabilmesinden çekindim.

Ve Tbl2'ye döndüm.Ted Kolejlier türk basketbolunun köklü ekiplerinden ve ligde liderler.Rakip Akhisar Bld. son sıralarda.Kalite farkı malum.Kolejliler epey formda Akhisar'dan daha iyi durumdaki rakiplerini daha büyük farklarla mağlup etmeyi bilmişler ve rehavete kapılmıyor gibiler.3.5-7.5 handikaplar gözüme aşılır geldi ve riskli olsa da ilk yarıdan gereken farkı açıp maç boyu üstüne koyacaklarına inandığımda iy/ms tercihinde bulundum.Dileyen ayrı ayrı kullanabilir.


Not:Sömestr sebebiyle İstanbul'da sevdiklerimizin yanında olduğumuzdan blog yazıları ve bahisten uzak kaldık.Birkaç güne Sivas'a dönüş var ve sınav dönemine uzun bir süre olduğu için blogda temponun artacağına inanıyorum.Öyle istiyorum en azından.

Herkese bol şans!

Cuma, Şubat 18

Cuma Kuponu


Cuma akşamı öyle göze çarpan pek maç yok aslında.Keyfine bi kupon yaptık.Sivas'ın çıkışta oluşunu göz önüne aldığımda kaybetmeyeceğine inanıyorum,maç alt maçı gibi gözükse de ard arda gelen gollerle 4-6 bile olursa şaşırmam ama ben 2-3 golü tercih ettim.

Leicester City'nin zayıf rakibini rahat geçmesi bekleniyor,iy1 tercihi de seçilebilir burada ben handikaptan yana kullandım.En az 2-3 farkla geçecekleri beklentisi oluşmuş yabancı forum ve sitelerde.

Bir daha oynamayacağım diye tövbe ettiğim Lyon'a oynadık yine maç yokluğundan.Bana sanki son maçlarında toparlanmış gibi geldiler.Nancy'de de eksikler olduğunu söylemek lazım.Ben kötü lig performanslarını toparlamaları adına bir patlama maçı olarak görürler diye düşünüyorum.

Bu haliyle 6.94 veriyo.Gece fırsat bulup da güzel bi araştırma yapabilirsem yarının maçlarına özel bi post da girebilirim.Saygılar.

edit:Lyon dediğimiz gibi Nancy'e patladı 4-0 bitti maç.Sivasspor en az rakibi kadar hatta daha bile iyi oynadığı maçı son uzatma dakikasında frikikten yediği golle 2-1 yenik kapadı.2-3 tercihimiz tuttu,goller ard arda gelip 4-6 ya gidebilir demiştim öyle de oldu 2 dk arayla goller geldi ama ikinci yarı bamagümeye dönünce maç 2-3 te kaldı.Leicester iy1 de olabilir dedik ama handikaplı tercihi yapınca kupon 2-1 sona eren maçın ardından yattı.Oysa ilk yarısını Lyon gibi önde kapamıştı Leicester.Belki 2.golü daha erken atsalar handikap da gelecekti.Sağlık olsun.

Salı, Şubat 15

Fenerbahçe:2 - Kayseri:0


Trabzon'a,Galatasaray'a Beşiktaş'a Bursa'ya daha bi farklı motive olursunuz,istediklerinizi de biraz o hırsla birleştirirseniz sonuç almanız daha kolay olabilir.

Fakat Kayseri gibi her nekadar kadro kalitesi lig ortalamasının üstünde olsa da kulüp olarak elit sayılmayacak bir takıma ve diğer anadolu ekiplerine karşı böylesine mücadele gösterip,istekli oyun oynamanız takdir edilecek birşeydir.

Fenerbahçe dün akşam maça hızlı başladı ve karşılığını da maçı izlerken `erken bi gol rahatlatır` dediğimiz anda bulunca işler kolayladı.Niang golü attı fakat özellikle ikinci yarıda 2-0 dan sonra Kayseri açıklar verdiği sıralarda topu ayaklarına dolaştırdı,çoğunlukla Alex'in kendisine attığı iyi ara paslarını değerlendiremedi.Fenerbahçe taraftarı Guiza'dan sonra Niang'dan şüphesiz memnunlar 12 gole ulaştı şu ana kadar başarılı da fakat 20 golü bulması işten bile değildi.bazı pozisyonlarda akıl sır erdiremediğim,vasat bir topçu gibi beceriksizlikler yapıyor buna üretebildiğim tek mantıklı sebep yaşının ilerlemiş olması.

Mehmet topuz sezonun ikinci yarısı öncesi `futbola giriş 101` dersi almış gibi oynuyor.biraz daha futbol zekasını geliştirebilirse kendisine ödenen paranın karşılığını hepten vermeye başlayacak gibi duruyor.

Santos sol beke iyi oturdu son maçlarda.Selçuk'a her zaman burun kıvrılıyor,ben de çok küfür etmişimdir ama bugün Emre'yi aratmadı desek yeridir.Gökhan Gönül ilk yarıda Kayserinin Amrabat'la yakaladığı şansı yine çizgide bulunarak önledi ve `hızır` özelliğini gösterdi bu maçta da.Lugano-Yobo hatasız oynadı desek yeri,Lugano'nun golüne diyecek söz yok.Türkiye ligine gelmiş bukadar verimli başka stoper oyuncusu bir elin parmaklarını geçmez.

Dia çok yetenekli,soldan haldır haldır yardırıyor ama ondan beklenen asist ve gol istatistiklerine etki etmesi artık.Aykut hoca 2.yarı Baroni yerine düşmüş Kayseri defansı karşısında Stoch'u tercih etse,yükselen takım grafiği içerisinde Stoch'un da bireysel olarak kalkınması manasında faydalı olabilirdi.Bir de ben artık Baroni'dense orta sahaya sonradan girecek bi adam yada eksik biri olduğunda oynayacak bi adam varsa bunun gökay olması gerektiğini savunuyorum.O çocukta o cevher var,devamlı oynamaya başladığında çok daha faydalı olacak.

Santana'nın oyun dışı kalması,Serdar Kesimal'ın maç başında sarı görmesi,Kayseri'nin beraberliği ararken duran toptan golü yemesi gibi etkenler de Fenerbahçe'nin avantajına gelişmeler oldu tabi ama sonuç olarak Beşiktaş maçı öncesi önemli bir virajı daha kayıpsız ve 2.sıraya yükselmenin moraliyle ve iyi bi oyunla atladı Fenerbahçe.Beşiktaş'ın kaybedilen Ankaragücü sonrası derbiye daha bi asılacağı daha derli toplu olacağı kesindir ancak bugün `İbrahim Üzülmez`in sözleşme feshine neden olan olaylar olduğuna göre halen takım içinde sıkıntı var demektir ve bu da derbi öncesi Beşiktaş için negatif işaret


görsel:ortegablog

Salı, Şubat 1

Unutmak Kolay Demiştin..


Vefat ettiğinde henüz 10 yaşımı doldurmuştum.O güne kadar yakın çevremden kimseyi kaybetmemiştim,kaybetsem de o yaşta ölüm denen şeyin soğukluğunu,basitliğini anlar mıydım nasıl tepki verirdim bilemiyorum.O gün televizyon başında cenazesini izlerken gördüğüm topluluk başka bişeydi.Ünlü cenazelerinde görmeye alıştığımız gösteriş kalabalıklarından değildi.Herkes ağlıyordu.O televizyona bakan 10 yaşındaki çocuk dahil.Çünkü o gün Türkiye'de ki küçük büyük herkes Barış Abi'sini kaybetmişti.

Her bir şarkısının ayrı anlamı,ayrı yeri var kalbimizde.Şarkıları dışında da karakteri,yaptıkları,mesajları ile bambaşka bir insandı şüphesiz.

Barış Manço'yu özlem ve rahmetle anıyoruz.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...