Gençlerbirliği ile başlayan teknik direktörlük serüveni Türk spor medyasının ilgisini çekmişti.Zira Ziya Doğan'dan devraldığı takımı 2005-2006 sezonunda 30 maçta 14 galibiyet 7 beraberlik ile 6.sırada ligi sonlandırmıştır.Sonrasında Gaziantep,tekrar Gençler,Denizli'nin yolunu tutmuştur.İçinde bulunduğumuz 2009-2010 sezonunun başında Manisaspor ile anlaşmıştır.
Manisaspor sezon başında kadrolar ele alındığında kağıt üstünde Bursaspor kadar olamasada ligin çıkış yapacak takımlarından biri olarak nitelendirebilirdi.Kadrolarında Josh Simpson gibi ligin göze çarpan isimlerinden birinin bulundurmalarının yanısıra Trabzonspor'dan sağ bek Ferhat,Galatasaray'dan bildiğimiz Mehmet Güven,Güven Varol,Nizamettin Çalışkan gibi isimler,Sezer Öztürk gibi bence bu ligin önemli yeteneklerinden biri; forvette Isaac Promise,Yaser Yıldız ve Ergin Keleş.
Bu kadroyu işleyebilecek,genç oyuncuları yönetebilecek bir hoca da olursa takımın başında gözünüzün önünde ilk 10 a rahatlıkla girebilen belki de Avrupa'yı zorlayacak bir takım belirir değil mi normalde.
Ama öyle olmadı.Manisaspor takımı ligin ilk yarısında ne hikmetse içerde Trabzonspor'u yendiği,Samiyen'de Galatasaray'dan kaptığı 1 puan ve Saracoğlu'nda 1 puanı son anlarda kaçırdığı maç kaldı ve Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav'ın kendisi için 'bana inansaydı bakkalı market yapacaktım' dediği Mesut Bakkal 17.haftada takımı yalnız bıraktı.
Tv'de izlediğimiz maçlarda Anadolu takımlarına anca büyüklerle oynadıklarında denk gelebiliyoruz.Nasıl olduysa Bakkal'ın takımları bu maçlarda inanılmaz motive olurken asıl puan alması gereken Anadolu takımları ile yaptığı maçlarda aynı isteği arzuyu oyunu sahaya yansıtamayan bir takımdı sezonun şu dönemine kadar.
Büyük maçları oyunculara hedef olarak göstermiş belli ki hoca.Takım Bakkal'ın gazını alınca 4 büyüklere sahayı dar edebiliyor ama asıl hedef yapması gereken maçlarda bir varlık gösteremiyor,önde olduğu maçlarda son dakikalarda direnemez bir hale bürünüyordu.
Sivasspor'un durumuyla ilgili olarak belki sezon sonunda ayrıca bir yazı yazabilirim.Sivas'ta okuduğum için İstanbul'a gidiş gelişlerimde 2 sezonda 8-10 kez takımla karşılaştım.Sömestrın sonunda ki dönüşümde Bursa'da seyircisiz oynanan maçta 3-0 lık mağlubiyetten dönüyordu takım.Bülent Uygun'la bir kere yanyana oturmuş bir defasında da kısa da olsa muhabbet etme şansım olmuştu.Fenerbahçe'nin başına geçeceği muhabbetlerinin döndüğü zamanlarda geçen bu muhabbette bunun ihtimalini sormuştum kendisine.'Ben isterim ama kolay kolay yerli getirmezler' cevabını almıştım.
Muhsin hocayla diyaloga girmedim hiç.İsteseydim girerdim,sürekli yüzünde bir gülümseme var adamın.O gün terminalden uçağa götürecek olan otobüse bindiğimizde yanımdaki yöneticilerden biri telefonda yaptığı konuşmada 'yok yahu..oyun yok bişey yok geldik 3 yedik dönüyoruz işte' diyordu birilerine.İster inanın ister inanmayın böyleydi.Muhsin Ertuğral evet belki Sivas'ın içinde bulunduğu durumdan yada takımın oynayabileceği taktiksel anlayıştan daha farklı,daha pozitif düşünen ve bunu takımına yansıtmak isteyen bir hocaydı.Bu yüzden içerde Fener'den 5 yemedi mi? Bülent Uygun döneminde Sivasspor iyi kapanabilen kontralarla hızlı çıkabilen bir takımken Muhsin hoca pasa dayalı,sürekli önde basan bir takım yaratma niyetindeydi.Olmadı.İstifasında Diyarbakır küme düşmesin diye Belediye maçının 1-0 olarak tescil edilmesinin de büyük etkisi olduğu bilinen bir gerçek.Bu ülkede hakkın hukukun doğru şekilde dağıtılmadığını dile getirmiş yönetimle yaptığı son görüşmede.
Velhasıl; Sivasspor kurtarıcı olarak Mesut Bakkal'ı seçmiş kendine.Sivas ligde kalırsa;Aşı tuttu devam olur.Kalmazsa Bakkal ayrılır burdan.Kalsa bile önümüzdeki sezon Bakkal'ın son 8 haftada verebileceği gazın tükenişi çabuk olur ve yine lig ortalarında bırakıp giderse hiç şaşırmam.
Beraber okuduğum arkadaşlarla sohbet ediyoruz bazen.'Sivas düşmesin abi,kimin maçına gideceğiz' diyorlar.Mersinli olan bitanesi de 'düşsün aga Mersin İdman Yurdu gelir ne güzel' diyor.O yönden mantıklı aslında,ben de hakkında az şey bildiğim Bank Asya ligini tanımak yakından görmek isterim ama insan tuhaf yaratık işte,1.5 senedir bulunduğum şu şehrin takımını sahiplenmişim sanki,düşmelerini kabullenemiyorum sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder