1-0 dan sonra 10 kişi kalan rakibin üzerine 5oldu 6 yapalım 7 oldu 8 yapalım değil 10 olmasına rağmen son dakikada bile 11 yapalım niyetiyle saldırma ve ofsayt nedeniyle iptal edilen 11.golü bulacak kadar bir görgüsüzlük! Ayıp bu.Twitterda maçın muhabbeti döndüğünde 4 tü 5 olur mu dedik oldu 6 olurmu dedik olunca kulaklar çınlasın diye tagleyenler oldu ama sonra ..ku çıktı işin.Üzüldüm resmen.Feyenord taraftarı olsam takımı bırakırdım sanırım.Cidden.Psv taraftarı olsam da utanırdım.Bu ne açlık aga çözemedim.Neyse video aşağıda.2010 yılında bizlere bir maçta 10 gol izleten bu adamları kınıyor ve 2010 senesinde hala youtube'a erişemeyen insanlar varsa da kusura bakmayın google orda diyorum.
Pazartesi, Ekim 25
Fenerbahçe:0 - Galatasaray:0
'Rijkaard'ı sabote ettiler' olayından başlamak lazım maça.Elbette hocasının düşüncelerini paylaşmayan,ters düşen futbolcular olabilir ama sporcu her zaman karara saygı duymalıdır.Duymayan ve bunu dile getircek kadar seviyesiz futbolcu ahlaktan yoksundur zaten ve o adamın işine de kulübüne de taraftarına da saygısı yoktur zaten.Bahisle uğraşanlar şunu çok iyi bilirler: ''Bir takımın teknik direktörü değiştiyse yeni hocasıyla çıktığı ilk maçında o takımın süpriz yapma ihtimali çok yüksektir!''
Bugün takımın başına Hagi değil kim gelirse gelsin Galatasaray Rijkaard döneminden daha istekli daha mücadeleci oynayacaktı.Kendileri için oynayacaklardı bikere.Öyle de yaptılar.
Hagi-Tugay ikilisinin takımın başında çıktıkları ilk maçta verilen taktiği en iyi şekilde uyguladılar.Fenerbahçe'nin Beşiktaş derbisinden bu yana '103 gol rekorunu kıracaklar mı?' dedirten performansını sağlayan en önemli etken kanatlarını iyi kapattılar.Elano Brezilya milli takımında parladığı yerine kaydırıldı göbek Sarp-Cana-Ayhan üçlüsü ile tutuldu,kanat oynarken şutör özelliğini yitiren Pino ceza sahası dışından da olsa tek başına 4ü çerçeveyi bulan 5 şut attı.
Buna karşılık Aykut Kocaman Beşiktaş derbisinden bu yana üstüne koyarak giden takımı bozmadı.Yine kanatları kullanmak istedi.Ancak Galatasaray'ın 5li ortasahasına karşılık Fenerbahçe'nin Emre-Topuz'lu göbeğinin zayıf kaldığı henüz maçın başında barizdi.Galatasaray'ın savunmada tüm hatlarıyla topun arkasında kalmasına rağmen arkaya yaslanmaması özellikle Emre'nin top almakta zorlanması ilk yarıda Fenerbahçe'nin üstünlüğü rakibe kaptırmasına neden oldu.
Devre arasında;kanat akınları haricinde ortaya da yönelip ayağında top tutabilen Stoch yerine daha çok kanat bindirmelerini kullanan Dia'yı yada Alex'i oyundan alıp Semih'i sahaya sürmek belki topu ileride tutabilmek adına bir hamle olabilirdi.Aykut hoca basın toplantısında tercihini varolan 11 üzerinde dizilimde değişiklik yapmakta kullandığını söyledi.70 gibi bu değişiklikleri yaptı ve ikinci yarı 15-20 dakikalık Fenerbahçe baskısı Galatasaray'ın da geriye yaslanmasıyla birkaç pozisyon getirdi.Ancak Semih ve Alex'in Stoch'un getirdiği topları dışarı atması Niang'ın Aykut'un bacakları arasından geçirmek istediği top ve Alex'in iki kez vurup Cana'dan dönen toplar haricinde pozisyon yakalayamadı Fenerbahçe.
Aykut hocayı maç sonunda kadrodan dolayı eleştirmek yersiz.Dia ve Stoch'un bukadar etkisiz kalacağını şüphesiz o da tahmin etmiyordu zira Galatasaray takımı kudret nartı yemişçesine mücadele etti.Elano dahi Caner'i çıkarmayarak Stoch'a destek olmasını engelledi.
9.haftayı geride bıraktık ve Fenerbahçe Trabzon-Beşiktaş-Galatasaray 3lüsünden 1 puan çıkarabildi.Haftaya Bursaspor deplasmanında Emre ve Lugano'suz oynayacak olmak epey zorlayacak takımı.Ankaragücü'nün geçen haftaya Galatasaray'a 4 atıp bu hafta Bursa'dan bir devrede 5 yemesi nasıl bir mantık çözebilmiş değilim o da ayrı.
Aykut hocanın basın toplantısında dile getirdiği bir diğer önemli nokta bugüne kadar derbilerde üstün ancak küme düşen takımlara verdiği puanlarla şampiyonluk yitiren bir Fenerbahçe vardı bu sezon büyük maçlarda galip gelmekte zorlanan ancak nispeten zayıf takımlara bariz üstünlük sağlayan bir kadro kalitesine sahip Fenerbahçe.Açıkçası bugün Galatasaray'ın yaptığı şekilde kanatları ve ileri adamlar arasında pas organizasyonunu kesebilecek düzende bir takım yok Anadolu takımları arasında.Yani eğer Anadolu takımları ile yapılan maçlarda maximum puan alınırsa şampiyonluk yine gelebilir.Dün akşam berabere kalınmasına rağmen Bursaspor ile 6 puan fark olması manidar.
Ben Aykut hocanın bugün sahaya sürdüğü kadroda ısrar etmesi halinde orta-uzun vadede istikrar yakalamasının mümkün olduğunu düşünüyorum.Zaman zaman Topuz'u yine sağ kenarda kullanı ortasahaya Alex'in yerine daha çok etliye sütlüye karışan bir isim bulunabilirse büyük maçlarda orta alanda rakibe teslim edilen üstünlük geri alınabilir.Şu cümlelerden sonra Özer'den bu işi yapması adına olan beklentiler aklıma geliyor.Üzülmemek elde değil cidden yazık oldu umarım en kısa sürede iyileşerek katkı sağlayabilir.
Bu arada sanal ortamlarda yenilmedik diye sevinen ve laf edildiğinde Trabzon maçına atıfta bulunan ezik bir kesim var.Onlara maç sonunda tüm takım içeri girmişken Sabri'nin gidip üçlü çekmesini hatırlatıyorum.Bir büyük takım ezeli rakibi ile deplasmanda kaldı diye meşale yakıp,oyuncusunu üçlü çeksin diye çağıracak kadar seviniyorsa bu karşısındaki rakibin nekadar büyük olduğunu ve bunu nasıl kabul ettiklerini gösterir.
Saygılar
Pazar, Ekim 24
Pembe Panter*
Cuma, Ekim 22
Kimse de demiyo ki 'Aga Bu Nedir?'
Twitter'da TribünDergi'nin paylaştığı şu kuponu yapan insanı öncelikle şu 3 tahmini bir araya getirebildiği için tebrik etmek isterdim.hadi Trabzon 7+ olur hadi Manisa yada Ankaragücü'ne 02 falan oynarsın ki bunu ben dahil pek çok kişi arkadaş arasında öngörüyordu ama 2/2 ve 0/2.Pes.Bu arkadaşla tanışıp önünde bi saygıyla eğilmek falan lazım.Helalll biladerrrrr!
Çarşamba, Ekim 20
Sahada İşini Yapanlara Saygı,Tribünde Centilmenlik!
Tribün kültürü ve futbol üzerine gündemin dışındaki pek çok olaya da yer verildiği taraftar platformu Tribün Dergi'nin yaklaşan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesi taraftarların tribün taşkınlıkları,sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle kapanan sahalar,yarım kalan maçlara,kısaca futbola yakışmayan hareketlere dikkat çektiği ve derbi için bir çağrıda bulunduğu çalışması.Çok güzel olmuş emeği geçen herkesin eline koluna sağlık.
''Gelin, dünyanın en büyük derbilerinden birinin şanına, heyecanına gölge düşürmeyelim.
Sahada işini yapanlara saygı, tribünde centilmenlik.''
Salı, Ekim 19
Konyaspor:1 - Fenerbahçe:4
Fenerbahçe Alex'in sakatlık nedeniyle kadroya alınmadığı ve hafta boyunca Niang'ın sakatlığı bulunduğu için oynamayacağı sebebiyle zor görülen Konyaspor deplasmanından Emre,Semih,Stoch ve Lugano'nun golleriyle 4-1 lik galibiyetle dönmesini bildi.
Bu maçı önemli kılan iki önemli nokta vardı.Geçen hafta Kasımpaşa maçında alınan ilk deplasman galibiyetinin derbi öncesinde kazanılacak Konya maçı ile birlikte anlam kazanması ve derbiye moralli girilmesi idi.Bir diğer önemli nokta ise Beşiktaş ve Galatasaray'ın 3'er Bursaspor'un ise 2 puan bıraktığı haftayı 3 puanla kapatarak kaybedilen puanların telafisini sağlamaktı.
Kasımpaşa maç yazısında Dia-Alex-Stoch önlerinde Niang izlemek istiyor gönlüm demiştim.Dün Alex yoktu ama Dia ve Stoch yanılmıyorsam ilk kez 11 çıktılar.Alex konumunda Özer yer alıyordu ki bu Fenerbahçe'nin ön taraftaki gelecek 3-4 yıldaki dizilişi demekti.
Maça da iyi başlamıştık aslında.Ancak Özer'in bir türlü o beklenen istikrarı verememesini eleştiriyorken çoğunluk dün de sakatlık buna sebep oluyordu.Maçta henüz 3te1 lik bölüm dolmadan oyundan çıkan Özer'in daha evvel sakatlandığı ayak tarak kemiğinde kırık olduğuydu ilk gelen duyumlar.Neyse ki kırık değil bir çatlak mevcutmuş.Umarız en kısa sürede toparlanır ve tekrar nüksetmez sakatlığı.
Konyaspor'lu futbolcuların ayak kıracak kadar,boyna dirsek geçirecek kadar(G.Gönül),bir oyuncuyu tost yapacak kadar(Dia) ve diğer bir oyuncumuzu penaltı çizgisinde belinden bariz şekilde tutup neredeyse kündeye getirecek kadar(Semih) çekip çeviren Konyaspor'da maç sonu Ziya Doğan'ın; Aykut Kocaman'ın yapmış olduğu 'Konya sert oyunuyor' açıklamasına istinaden yaptığı konuşmalar akıl alır gibi değil.Ziya Doğan'ı severdim ama kusura bakmasın tüm sempatisini yitirmiştir gözümde.
Konya takımı Grajcar ve Lieteva dışında vasat altı bir takım.Ordan oraya sürüklenen Emre Toraman,Adnan gibi oyunculara sahipler.
Niang'ın maçı sakatlanmadan bitirmesi,Stoch ve Emre'nin istekli oyunun,Dia'nın herzamanki gibi yardıra yardıra kanattan akınları bir de bazı yerlerde daha basit oynayabilse,pas tercihlerini daha erken düşünebilse daha iyi olacak.Ama özellikle Stoch ve Dia izlerken hem keyif hem umut veriyor gelecek adına.Semih girdikten sonra da özellikle Emre ve Stoch'a duvar olduğu verkaçlar çok etkiliydi.Belli ki idmanlarda çalışılmış ki dün sıkça denendi.
Pazar günü Saraçoğlu'nda derbi var.Galatasaray'ın bize göre mental olarak en eksik yanı 10 senedir kaybetmeleri değil.Fenerbahçe'nin en kötü zamanında dahi Galatasaray'a üstünlük sağlayabilme özelliğini gösterebilmişken Galatasaray'ın böyle bir şey yaptığı tarihte yok gibi bir şey.Üstelik gündemde ''Rijkaard kalacak mı,yeni hoca gelecek mi,kim gelecek,ne olacak?'' sorularının olması Fenerbahçe açısından şüphesiz avantaj olacaktır.Derbinin kazanılması halinde Fenerbahçe mental olarak kendi içinde güçlü rakiplerine karşı da korkutucu özelliğe sahip olacaktır.
Cumartesi, Ekim 16
Nuri'den Podolski'ye Kapak!
Bundesliga'da Cuma akşamının tek maçında Köln Almanya'nın şu an belkide en forma takımı Borussia Dortmund'u ağırladı.Blaszczykowski'nin golüyle öne geçen Dortmund'a Köln cevabı Podolski ile verdi.Podolski'nin golden sonra haftaiçi oynanan Almanya-Türkiye maçının skoruna atıfta bulunarak Nuri'ye yaptığı el hareketlerini Nuri 90. dakikada öyle bir karşılık verdi ki Podolski boyunun ölçüsünü daha güzel alamazdı diye düşünüyorum.Bu gece uyku haram kendisine.Helal olsun Nuri!
Youtube açamayanlar şuradan izleyebilirler olayı
Cuma, Ekim 15
FM 2011!!
Her sezon heyecanla yenisini beklediğimiz Football Manager'ın 2011 versiyonu çıkıyor.Oyunun çıkış yarihi olarak yabancı ve yerli pek çok sitede 29 Ekim dedikoduları vardı ancak resmi sitesinde açıklanan tarih 5 Kasım.Oyunda pek çok yenilik de var elbette.
Football Manager 2011 official trailer
Çok fazla yenilik var ancak kısaca derlemek gerekirse; oyuncu transferlerinde sözleşme tekliflerinde almak istediğiniz futbolcu da masa başında olacak ve sizin teklif ettiğiniz değerlere anında tepki gösterecek(yıllık bedel çok az,bana bonus da ver hacı gibi).Son yıllarda sıkça karşılaştığımız kulübü satın alan ve büyük maddi yatırımda bulunan şeyh,petrol zengini vb milyarder abiler oyunda da olacakmış.Kulübün gerekli başarıyı göstermesi adına hertürlü fedakarlığı gösterecek olan kulüp başkanları olacakmış.
FM 2011'in yıldızları kim olacak peki?Geçtiğimiz yıl sonunda tüm Avrupa'nın dikkatini çeken Belçikalı Romelu Lukaku,Pato,Macheda,Wilshere,Kroos,Di Maria,Coentreao,Kakuta ve Dünya Kupası'nda Almanya forması ile gösterdiği performans sonrası Real Madrid'e transfer olan Türk asıllı Mesut Özil bu oyunun en iyi isimleri olacak deniliyor.
Bunun dışında takımdaki oyuncularla performanslarına paralel olarak meydana gelebilecek değişimlerle ilgili bildirimlerde bulunabileceğiz.Örneğin kulüpten ayrılmak isteyen bir oyuncuya oturup kulübün planlarında ne kadar büyük bir rol oynadığını,rezerv takıma indirdiğiniz bi oyuncuya bunun sebebini yada kötü performans gösteren bi oyuncumuza eğer böyle devam ederse transfer listesine konulacağı ve hatta genç oyuncularımıza eğer gelişme göstermezlerse sözleşme imzalamayacaklarını söyleyebileceğiz.
Antrenmanlara düşkün olan oyunculara tam 17 adet yeni antrenman çeşidi eklenmiş.Ayrıca oyunda duran top organizasyonlarını kendimiz oluşturabileceğiz.Maç motorları da geliştirilmiş ve go lsevinçleri,ışıklandırmalar gibi pek çok yenilik eklenmiş.
900'ün üzerinde yenilik olduğu söyleniyor oyunda.Resmi çıkış tarihi 29 Ekim.Sabırsızlıkla bekliyoruz.
Football Manager 2011 official trailer
Salı, Ekim 12
Allen Iverson Beşiktaş'a doğru
Beşiktaş camiası bu günlerde yeni bir yıldız transferin heyecanı içerisinde.Geçen sene futbolda gelen şampiyonluğun kutlamaları sırasında taraftarların Quaresma! tezahüratları sonrası yönetim büyük emekler sonucu Portekiz futbolunun kariyeri düşüşler yaşamış olsa da şu an futbol oynayan bana göre en yetenekli iki oyuncusundan Ricardo Quaresmai'yı kadrosuna katmıştı.
El Amin'li Larry Ayuso'lu Beşiktaş kadrosu 04-05 sezonunda Efes Pilsen'e finalde kaybettiğinden beri Beşiktaş erkek basketbol takımı hep ödenmeyen maaşlar,idmana çıkmayan oyuncularla gündeme geldi.Playofflarda da finaller kısmında göremez olduk kendilerini.
Benim bildiğim kadarıyla 1-2 aylık bir girişim var Allen Iverson için.Nba'de sezon öncesi kampları için herhangi bir takımdan teklif almayan Iverson Çin ligi takımlarından yüksek meblağlı teklifler almış ama reddetmiş.Beşiktaş'ın ilgisine ise başından beri olumlu karşılık var Iverson cephesinden.Dünya Basketbol Şampiyonası sonrası İstanbul ve Türkiye'ye olan bakışının da olumlu yönde değiştiğini öngörmek mümkün.
Görüşmelerdeki tek sıkıntı Iverson'ın; kendisine verilecek olası bir cezanın kendisine önerilen sözleşme miktarı olan 1.5 M $'ın yüzde birinden daha az bir tutar olabileceği maddesini sözleşmeye eklemek istemesi olmuş.Beşiktaş yönetimi de yıllığı 2M $ net ücret veren bir sözleşme ile karşısına çıkmış.Beşiktaş tarafı imzanın bu haftasonuna kadar atılması umudu içerisindeyken Amerikan basını Iverson'ın 10 günlük bir süre istediği ve bu süre içerisinde kararını açıklayacağını haber etmişler.
Iverson'ın menejeri oyuncunun basketbol oynamak istediğini ve İstanbul'a gelmeye sıcak baktığını ifade etmiş.Bu iş olacak gibi.Iverson benim basketbol oynamaya başladığım 99 yılında Philadephia forması ile şimdinin Lebron James'i gibi birşeydi basketbola yeni başlayanlar için.Onun ayakkabıları kapış kapış satılırdı hiç unutmam.Yetenek ölmez.Ama Iverson'ın basketbolu bıraktım-yok vazgeçtim oynayacağım içerikli hikayelerini de paylaştık geçen sezon.Basketbolunu izlemek keyif verir elbet ama kimse ondan El Amin gibi Ayuso gibi takımı sırtlamasını beklemesin bence.Umarım yanılırım.Yanılırsam da ilk fırsatta kendisini izlemek için biletixi ziyaret ederim.
Cumartesi, Ekim 9
Hangi modda olduğunu söyle 'Stereomood' çalsın!
Her şarkının kendine has;belli bir ortamda,belli işlerle uğraşırken ve değişik duygular taşıyorken dinlenme isteği oluşturduğu aşikar.Hepimiz fizy'yi biliyoruz.Stereomood da fizy tarzında ama çok önemli bir fark var.Fizy'de nostalijk,sakin,hareketli,melankolik,mutlu,karışık şeklinde kolayca sıralayabileceğimiz ruhsal moda göre şarkı seçimi atraksiyonu Steremood'da 6 adetle sınırlı kalmamış.Totalde kaçtane var bilmiyorum ama 100'ü aşkın gerek duygusal vaziyet gerek fiziksel olarak yapılan iş,ortam yada gelişen durumla ilgili mod seçmek mümkün.Fizy'de olduğu gibi kendi playlistlerinizi oluşturmanız mümkün.Tek sıkıntı aramalarda türkçe şarkı bulmak fizy kadar olası değil.Ben pek aramadım ama türkçe şarkı olduğuna dair şüphelerim de var.Ama onun dışında çok da güzel şarkılar çalıyor şiddetle tavsiye ediyorum efenim.
Almanya:3 - Türkiye:0
Maç hakkında yazı yazmak içimden gelmiyordu dün akşamdan beri ancak kayda girsin diye bir kaç şey söylemek gerek diye düşünüyorum.
3-0'lık skordan sonra herkesin diline pelesenk olmuş şeyler bariz zaten.Mesut tartışması,Hiddink'in seçimleri vs.
Hiddink'in şu maçta tartışmaya açık tercihleri olduğu gerçek.Önemli olan bu tercihlerin hangi mantığa sığınarak yapıldığı.Sabri'nin sol bek oynaması,Özer tercihi(sağ açık oynaması değil,kadroya alınmayan/alınan isimler.
Maçtan sonra Sabri'yi hızını kullanarak Muller'i durdursun diye ters bekte oynattığını söylemiş.Mantık olarak yanlış değil.Yanılmıyorsam Daum döneminde Ribery'i durdurmak için Serkan Balcı'nın sol bekte oynatıldığı bir Saraçoğlu derbisi var.Selçuk'un ortasına Nobre'nin kafasıyla gelen golle 1-0 kazanılan maçta.
Özer'in idmanlarda iyi olduğunu söylemiş.Benim Özer konusunda kişisel fikrim; yeteneklerine sonsuz saygım var,keyif veren maçları oldu ancak birtürlü kendisinden beklenen gelişimi yapamıyor.Zeki futbolcu olduğunu da düşünüyorum.Fizik olarak mı hazır değil nedir bilmiyorum ama ligler başlayalı 3 ay olacak,kulübünde en son 90 dakika ne zaman oynadığını hatırlamadığım bir oyuncuyu gruptan çıkma adına belkide en önemli maçta sahaya direk sürüyorsunuz.Düşünülseydi Özer'den daha çok olmasa bile yine onun dünkü performansı kadar verim alabileceğiniz Gökdeniz yada Volkan Şen tercihleri daha faydalı olabilirdi kesinlikle.
Nuri'yi de biraz Özer gibi görüyorum ben milli takım bazında baktığımız zaman.Kulübünde yıldız olan ancak milli takımlarda aynı performansı veremeyen oyuncular sınıfında bana göre.Dortmund maçlarını takip ediyorum.Tamam formda olabilir,haftasonua attığı frikik tertemiz ve Almanya'da kendisine ve oyununa saygı var,takımının önemli parçası ama sanki Nuri hala milli takımın ağırlığını kaldırabilecek,yükü sırtlayacak oyuncu tipinde değil.
Oyuna baktığımızda Emre ve Hamit'in topu ayakta tutabilme yetenkleri sayesinde yarattığımız kıvılcımlar ilk yarı sonunda Halil'in pozisyonunu ve ikinci yarıda bir 10 dakikalık denge haricinde birşey getirmedi.Nuri'ye 78 dakika sabredip,ilk taktiksel oyuncu değişikliğini Hamit'i oyundan alarak yapmak bana pek mantıklı gelmeyen tercihlerdi.
Bir de öbür taraftan bakmak lazım.Karşınızda dünya klasmanında ilk 4te yer alan bir takım var.Mesut'un Dünya kupasında takımı nasıl sırtladığı,Klose'nin hala nekadar ölümcül bir bitiriciliğe sahip olduğu,Müller'in geçen yıl parlamasının ardından yaptığı çıkışın ortada olduğu bir Almanya takımı var.En ufak bir konsantrasyon kaybında affetmiyorlar.Ömer Erdoğan'ın pozisyonunu kaybettiği bir anda Müller'in indirdiği topla gelen gol takımın dağılmasını sağladı zaten.
Çok şey kaybetmiş değiliz.Averaj muhabbeti adına belki 3-0 kaybetmek olumsuz oldu biraz çünkü nolacağı belli olmaz bu işlerin.Almanya deplasmanında puan kaybı olası bişeydi önemli olan diğer maçlardan maksimum puan alabilmek zira en iyi grup ikincileri mevzusunda bu en önemli etken.
Perşembe, Ekim 7
House MD
Şimdilerde 7.sezonu yayında sanırım.Uzun süredir methini duyduğum halde 1 ay kadar önce izlemek nasip oldu.Samimi olmak gerekirse ilk başlarda çok da abartılcak bir yanı yok dediğim dizi zamanla barındırdığı detaylar sayesinde kendisine bağlamayı başardı.
22 bölümlük ilk sezonun 20.bölümünü dün akşam çeşitli kaynaklardan izlemeye çalıştım ancak başaramadım.İndirmeyle de uğraşamyınca bu akşama kaldı.İzleyebilmek için internetin altını üstüne getirdim ama yok! O sırada blogda bahsetmedim dimi ben bu diziden dedim kendi kendime ve işte burdayız.
Efenim doktor Gregory House dizinin ana karakteri.Senaristler öyle bir karakter yaratmışlar ki karşınızda alemin en zeki,en çalışkan,en idealist,en pratik olduğu kadar saplantılı,ukala,çok bilmiş doktoru var.Çoğunlukla kendi kararları uygulansın istiyor ancak çalıştığı klinikte emrinde çalışan 3 kişilik ekibin fikirlerine de sıklıkla başvuruyor.Zaman zaman onlarla ters düştüğünü izlemek bir yana kliniğe gelen insanların gündelik hayatta defalarca yaptıkları bir hareketten hastalıklarını söyleyebilmesi insanı diziye bağlayan ufak detaylardan biri.Keza hastalık konuları dışında House tam bir insan sarrafı.Karşısındaki hastanın tipine şöyle bir bakıp hayat tarzını sonu gelmeyen cümlelerle suratına vuruyor.Hem hasta hem siz izlerken ağzınız açık kalıyor resmen.
Yıllar önce geçirdiği bir rahatsızlık yüzünden bacağı için bir karar vermek zorunda kalan ve verdiği karar sonrası ömür boyu ağrı çekmeye ve ağrı kesici olarak bağımlılık derecesinde vicodin yutmaya mahkum kalması yüzünden hem pişmanlık yaşayan hem de kendini suçlayan Gregory House baston kullanmaya başladığından beri daha aksi bir insan haline gelmiş.
House MD sonuç olarak yukarıda bahsettiğim ve şimdi aklıma gelmeyen onlarca detayıyla ilginç bir dizi.Sakın ''amaaaan hastane dizisiymiş bu be'' deyip burun kıvırmayın.Bi deneyin,pişman olmazsınız :)
Pazartesi, Ekim 4
Uno momento sacramento çimentooo!
Yavuz Seçkin Son Kale ekibini Å�akaladı
Videoyu yükleyen arkadaş altına şu notu düşmüş: ''Kanaltürk'ün beğeniyle izlenen programı...''
Bu adamları kimler,nasıl,neden beğeniyle izliyor bilmiyorum.Anlamıyorum da.Orasını tartışmak yersiz ama Yavuz Seçkin fena yemiş 'muhteşem ikili'yi.Bu italyan atasözünü herkes izlemeli,öğrenmeli :))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)